Kısacık, ama çok güzel ders veren bir hikaye okumadan geçmeyiniz.Bir buluttan deniz üzerine bir damla damladı. Denizin genişliğini görünce de utandı. Kendi kendine;“Deniz bulunan yerde ben kim oluyorum? Eğer o varsa ben yok sayılırım!” dedi.Damla kendisini küçük gördüğü için, sedef onu bağrına bastı, nazla besledi. Kader o damlayı öyle yükseltti ki, s
İldenizliler hanedanından Kızıl Arslan’ın oldukça yüksek ve sağlam bir kalesi vardı. Kale o kadar sağlamdı ki kimsenin orayı ele geçirmesine ihtimal dahi verilmiyordu. Bu kale az bulunur bir bahçenin içindeydi. Lacivert tabak gibi çimenlik içinde parlak bir yumurta gibiydi.Günün birinde uzaklardan bir Allah dostu, Kızıl Arslan’ı ziyarete geldi. Adam güngörm
Bayram HikayesiYağmurlanırım bayram sabahlarıElimde değil.Ben, ilk okulu İzmit’te bitirdim. Okulumu çok seviyordum. Bana, bu sevgiyi kazandıran öğretmenimi daha çok seviyor ve saygı duyuyordum. Ruhu da yüzü gibi güzel insandı. Onun, bizim için sevinmesi, bizim için üzülmesi hâlâ, gözlerimin önünde, aynı canlılığını koruyor.Dördüncü sınıftaydık. Öğretmenimiz
Bir minik çocuk annesi nakış işlerken dizlerinin dibinde oturup onu seyretmeyi çok severdi Bir keresinde, aşağıdan annesine doğru bakıp sordu: “Anneciğim, ne yapıyorsun?” Annesi şefkatle cevap verdi “Nakış işliyorum, yavrum Bu kasnağa gerili kumaşın üzerinde güzel desenler işlemeye çalışıyorum.”“Ama yaptığın şey hiç öyle güzel görün
Herkes gidip yattıktan sonra doğrulup kalktım usulcacık, gidip pencereyi açtım. Evimizdeki bütün pencereler gibi gıcırdamadı, hafifçecik döndü yuvalarında, ellerimden çok önünde birikmiş havanın itmesiyle içe doğru hareket etti. Bir tomurcuk nasıl açılırsa açılıverdi öylece… Kanatları, tomurcuk üzerini örten gösterişsiz, sert yapraklar gibi ayrılmıştı birbi