Teğmen karısı olan annem Klavdiya Arhipovna 1870 yılının nisan başlarında dayım müsteşar İvan Arhipoviç’ten bir mektup aldı. Petersburg’dan gönderilen mektupta şunlar yazılıydı:«Sevgili kardeşçiğim, karaciğer hastalığım yaz mevsimlerini yurt dışında geçirmemi gerektiriyor. Ancak bu yaz Marienbad’a gidecek param kalmadığından birkaç ay köyünüz Ko
Sait Faik Abasıyanık “Diş Ve Diş Ağrısı Nedir Bilmeyen Adam” hikayesinden…..Doğuştan gözleri görmeyenler olur. Doğuştan sağır ve dilsizler olur. Doğuştan ayaksızlar, kulaksızlar da belki görülmüştür. Doğuştan dişsiz adam olur mu? Olmaz olur mu? “Hepimiz dişsiz doğduk. Dişlerimiz sonradan çıkmıştır” diyeceksiniz. “Öyle ise, “doğduğu gibi dişsiz k
Serma Ye Bey çiftliği ele geçirdikten sonra, her şey değişti çiftlikte. İlkin, çeşitli üretim birimlerinin başlarında bulunan çekirdekten yetişme, işten anlayan kişilerin işlerine son verildi. Yerleri boş kalmadı elbette. Dolduruldu. Tüm bu işlerle Sermaye Bey kendisi uğraşmadı. O, yalnızca çiftliğin emektar kahyasını dehleyip, yerine Süleyman Efendi’yi get
Adaletiyle ünlü Acem şahlarından Feridun’un kıymetli bir veziri vardı. Zeki, ileriyi gören, akıllı bir adamdı. Her şeyden önce Allah rızasını gözetir, sultanın emri sonra gelirdi. Bir sabah halktan biri hükümdarın huzuruna çıkarak:“Ey adaletli Sultanımız! Günlerin huzur içinde geçsin, Allah muradını versin!” diye dualar etti. Sonra da şöyle söyledi:
İstanbul’un Laleli semtinde Laleli Camii adıyla anılan tarihi bir cami vardır. Halk arasında, Laleli semti ve Laleli cami hakkında ilginç bir hikaye anlatılır.Rivayete göre, Laleli Camii’ni Sultan III. Mustafa yaptırmıştır. Sultan Mustafa bu camiyi yaptırırken; bu semtte Laleli Baba namında bir din büyüğünün yaşadığını, gerçek bir Mürşid olduğunu, hikmetli sözler