Bir bilge meydana gelen olayların ardından en ince derinliklerine kadar düşünür ve o olayların nedenlerini bulmaya çalışırdı. Günün birinde bu bilge kişi okyanus kıyısında oturuyordu. Birdenbire güçlü bir rüzgârın bir yığın çöpü denize doğru fırlattığını gördü. Fakat saniyeler içinde deniz, ardı ardına gelen dalgalar ile çöpü gerisin geriye tekrar sahile attı.Bu
Yıllar önce Alaska’nın Güney sahilindeki bir köyde bir adam, karısı bir de oğlu yaşarmış. Çocuk çok zeki ve cesurmuş. Zamanla iyi bir avcı olmuş. İlkbahar olunca ava çıkar, zıpkını ile balina avlarmış. Fakat babası gibi balinaya tapmazmış. Babası bu hayvanları büyük kuvvet ve kudret sahibi sanır, ara sıra onlara yalvarırmış.Bir kış günü çocuk av peşinde dol
Eski zamanda ihtiyar bir kadının sevgili bir kızı vardı. Bu kız, o kadar güzel o kadar güzeldi ki hiçbir yerde eşine rast gelen olamazdı.Kız, her zaman odasında oturarak nakış işlemekle vakit geçirirdi. Bir gün, akşam üzeri, pencereden içeri bir kuş girdi. Kızın sağ omzuna kondu, kulağına dedi ki:– Sultanım! Sen kırk gün, kırk gece bir cenaze bekleyeceksin
Eski zamanlardan birinde bir alageyik ormanda otlarken, avcıların attığı oklardan biri, güzel alageyiğin gözüne gelmiş ve gözünü çıkarmış. Alageyiğin tek gözü kalmış.Alageyik bir gün deniz kıyısına varmış, otlanmaya başlamış. Bir yandan da can korkusu yüreğinde kıpır kıpırmış.– En iyisi, demiş. Tek gözümü karadan yana çevireyim, dikkatli olayım. Avcılar ma
Bir zamanlar küçük bir kasabada Geppetto adında bir ihtiyar oyuncakçı yaşarmış. Yaptığı tahtadan oyuncakları satarak geçimini sağlarmış. İhtiyar oyuncakçının hayatta üzüldüğü tek şey bir çocuğunun olmamasıymış. Bir çocuğunun olması için neleri vermezmiş ki. Bir gün yeni bir oyuncak yapmak için ormana gidip kütük aramaya başlamış. Derken tam aradığı gibi bir kütük