Bir gün kraliçenin çok yakın bir hizmetkârı sarayda onun yakınına gelerek büyük bir üzüntü ile ağlamaya başladı. Bunu gören kraliçenin kendisi de ağlamaya başladı. Kraliçelerini gözyaşları içinde gören bütün harem dairesi ve hatta erkek hizmetkârlar da ağlamaya başladılar. Kraliçeyi teselli edilemeyecek kadar üzgün gören kralın kendisi de ağlayınca bu görüntü tüm
Eski zamanda ihtiyar bir kadının sevgili bir kızı vardı. Bu kız, o kadar güzel o kadar güzeldi ki hiçbir yerde eşine rast gelen olamazdı.Kız, her zaman odasında oturarak nakış işlemekle vakit geçirirdi. Bir gün, akşam üzeri, pencereden içeri bir kuş girdi. Kızın sağ omzuna kondu, kulağına dedi ki:– Sultanım! Sen kırk gün, kırk gece bir cenaze bekleyeceksin
Uzak bir ovada, ormanlar içinde bir krallık vardı. Krallığın içinde bin bir çiçekten oluşmuş özel bahçeler vardı. Kral bitki bilimine ilgisi yüzünden yüzlerce bahçıvan tutmuştu. Bu bahçıvanlar her sabah erkenden çalışmaya başlarlardı. Çalışmalarını gün batımına doğru ancak bitirirlerdi.Bir gün bir gezginin yolu bu ülkeye düştü. Gezgin şatoya doğru ilerledi. Kapıd
Göller Ülkesinin PrensesiMasal Oku; Eski zamanlarda ormanın içinde bir Göller Ülkesi vardı. Bu ülkede güzelliği ile ünlü bir prenses yaşardı. Parlak mavi uzun saçları, su renginde elbisesiyle görenler bu güzele “Mavi Prenses” adını vermişlerdi. Mavi Prenses’in yüzü gibi güzel bir kalbi de vardı. Saraydaki herkese yardım eder, bahçede dolaşırken
Vaktiyle bir Kral maiyetini önemli bir görev için denemek ister. Birçok güçlü ve akıllı adam etrafına toplanırlar. Kral onları bugüne kadar görüp görecekleri en büyük kapının önüne getirerek şöyle der:“Siz ey akıllı insanlar, benim bir derdim var ve hanginizin bunu çözebileceğini görmek istiyorum. Burada krallığımdaki en büyük ve en ağır kapıyı görüyorsunuz. Hang