Hükümdarın birinin beyaz bir atı varmış. Hükümdar, bu atını çok severmiş. Bir gün bütün maiyetinin (“kendi adamlarının”) hazır bulunduğu bir sırada:– Bu beyaz atımın ölüm haberini getirenin kafasını uçurabilirim. Çok dikkatli olun. Çünkü bu beyaz atı canım kadar seviyorum, demiş.Günün birinde, her şeyin eceli gibi beyaz atın da eceli gelir. Ve b
Unutmayın, sevdiğimiz herkes bir gün düşmanımız olabilir. Nefret ettiğiniz herkes de dostunuz. Bu hikaye, kıssadan hisse alınacak anlam yüklü bir hikayedir.Zamanın birinde bir oduncu, ormanda odun keserken çalı arasında bir yılana raslamis. Elindeki baltayı kaldırıp yılanın başını vurmak üzereyken bir angöz göze gelmiş. Yaradana olan aşkı -yılan bile olsa- yaratı
Bir dostum anlatmıştı; Bir tanıdıklarının evinde televizyon arızalanmıştı, tamirci gelip televizyonun arkasını açmış ve arkasında bir sürü ekmek kırıntıları bulmuş. Tabi kimin yaptığını hemen anlamışlardı. Evin 4 yaşındaki yaramaz kızı.Bu durum bizim toplumumuzda pek çok ailede tepki olarak öfkeli bir davranışla ile yanıtlanır. Tamircinin yanında çocuk azarlanır
Bir ormanda iki işçi ağaç kesiyormuş. Birinci işçi sabahları erkenden kalkıyor, ağaç kesmeye başlıyormuş, bir ağaç devrilirken hemen diğerine geçiyormuş. Gün boyu ne dinleniyor, ne öğle yemeği için kendine vakit ayırıyormuş. Akşamları da arkadaşından bir kaç saat sonra ağaç kesmeyi bırakıyormuş.İkinci işçi ise arada bir dinleniyor ve hava kararmaya başladığında e
Hikayemiz, Herkes, Birisi, Herhangi Biri ve Hiç Kimse adlı dört kişiyi anlatan bir hikayedir…“Yapılması gereken çok önemli bir iş vardı ve Herkes, Birisi’nin bu işi yapacağından emindi.Gerçi işi, Herhangi Biri de yapabilirdi. Ama Hiç Kimse yapmadı… Birisi buna çok kızdı. Çünkü bu iş Herkes’in işiydi.Herkes, Herhangi Biri’nin bu işi yapabileceğini düşü