Alacakaranlık içinde sivri, siyah bir kayanın belli belirsiz hayali gibi yükselen Şalgo Burcu uyanıktı. Vakit vakit inlettiği trampete, boru seslerini akşamın hafif rüzgârı derin bir uğultu halinde her tarafa yayıyor… Kederli bağrışmalarıyla ölümü hatırlatan küfürbaz karga sürüleri, bulutlu havanın donuk hüznünü daha beter artırıyordu. Mor dağlar gittikçe k
Sene 1992’dir, şubat ayının son günleri, Azerbaycan’da, Aliâbad köyünde bir evdeyiz. Bir baba evlatlarıyla beraber akşam haberlerini seyrediyor. Televizyonda altı yaşlarında bir kız çocuğu ağlayarak 26 Şubat’ta Hocalı’da yaşadıklarını anlatıyor: “Babam ilk defa o gün ağladığım için tokat attı bana, diyor. Ağlarsam sesimizi duyan Ermeniler bizi de öldürürlermiş, k
“Altın Kuş ile Gülnaz Sultan Masalı”Keloğlan Maasalları, Türk tarihinde önemli yeri olan, Andoluda dilden dile günümüze kadar gelmiş hâla zevkle anlatılan ve okunan Keloğlan’ın Macera dolu masal ve hikayeleri yer alır. Keloğlan Masalları eğlendirirken aynı zamanda düşündürür. Keloğlan Masalları; Altın Kuş ile Gülnaz Sultan MasalıBir varmış bir yokm
Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde kalbur saman içinde bundan yıllar yıllar önce, zamanın birinde bir Keloğlan ve yoksul anacığı varmış. Yoksul anacığı kel oğlunu, “A benim kel oğlum keleş oğlum” diye severmiş.Bir gün Keloğlan odun kesmek için ormanın yolunu tutmuş. Yolda giderken “imdaat, beni kurtarın!” diye bir ses duymuş. Sağına bakmış sol
Keloğlan ve zavallı anacığı, yoklukla mücadele ederek hayatlarını sürdürüyorlarmış. Öyle fakirlermiş ki bir kuru ekmek, bir parça peynirle günlerce idare ederlermiş. Komşularına göre, tarlaları çok azmış bakımını yapamadıkları içinde de verimsizmiş üstelik senelerin birinde öyle bir kıtlık olmuş ki, bağ bahçeleri hep kurumuş mısır tarlaları bodur kalmış. Kış zama