Vaktiyle zengin bir ağa ve bir de ailesi varmış. Ağa, hizmetkâr tutup çalıştırırmış. Herkesin hayran olduğu yaşantıya sahipmiş. Yıllar sonra zenginliğini kaybetmiş. Köy halkıüzerindeki nüfuzu da azalmış. Bir gün evinin ocak başında hanımıyla oturuyormuş. Yanlarına hizmetçileri gelmiş oturmuş. Ağa içini çekerek: “Ah Felek,” demiş. Hizmetçi hemen Ağa’ya dönerek: “S
Öyle görülüyor ki, pek kötü şey bekar kalmak. Bir akşam insanlar arasında geçirilmek istendi mi yaşlı bir adam olarak onurunu güçlükle koruyup başkalarından kendisine kapılarını açmasını beklemek. Hastalanmak ve yatağın bulunduğu köşeden haftalar boyu boş odayı seyretmek. Tanışlarla hep sokak kapısı önünde vedalaşmak. Asla yanında eşiyle dar merdivenlerden çıkama
Bir tanrıçanın ölümlü bir insana olan sevgisini anlatan bu güzel öykü, günümüzde Bafa Gölü’nün kenarında yer alan Beşparmak (Latmos) Dağları’nda geçmiştir. Ayın dolunay zamanlarında, bu bölgede mehtaba doyum olmaz. Bafa Gölü gümüş bir tepsiye dönüşür. Ay dağların üstünde gümüş bir top gibi asılıdır. Aşağıya süzülen ışıkları adeta bir müziktir. Saatlerce ay ışığın
Manisa’daki Ağlayan Kaya’nın Kral Tantalos’un kızı Niobe olduğuna inanılır… Efsaneye göre Niobe’nin çocuklarının çokluğu Tanrıça Leto’yu kıskandırır. Leto, çocukları Apollon ve Artemis’ten Niobe’nin cezalandırılmasını ister..Onlar da Niobe’nin çocuklarını öldürür. 12 çocuğunu kaybeden Niobe büyük bir acıya kap
Anton Çehov’dan: Karımla evin salonuna girdik. İçerisi küf kokuyordu. Işığı yaktığımız zaman tam yüz yıldır aydınlık yüzü görmemiş irili ufaklı binlerce sıçan dört bir yana kaçıştı. Arkamızdan kapıyı kapatmamızla birlikte bir rüzgar savruldu, köşelerde yığılı kâğıtlardan hışır hışır sesler geldi. Işığın aydınlattığı bu kağıtlar arasında eski günlerden kalma