Bir avcı kuş avlamak için tuzak kurmuştu. Tuzağa küçük bir kuş yakalandı. Minik kuşu eline aldı. Hayret; minik kuş konuşuyordu:“Ey büyük efendi! Sen birçok koyunlar, sığırlar, develer yiyerek doymadın da, benim azıcık etimle mi doyacaksın? Ben senin dişinin kovuğunu bile dolduramam.Beni salıverecek olursan, sana üç öğüt vereceğim. Bu öğütlerden ilkini senin elind
Dervişin biri geziye çıktı; döne dolaşa bir hana konuk oldu, eşeğini ahıra bağladı, kendisi de dostlarıyla sofranın baş köşesine oturdu. Yemek ve tatlı yiyerek söyleşmeye daldı, gitti.Derviş yemek arasında eşeğini hatırladı; hanın hizmetlisine döndü:“Ahıra git, eşeğe saman ver, arpa ver,” dedi.Hizmetli:“Söylemene ne gerek var? Bu işler, eskiden beri benim işim,”
Bağdat’ta yaşayan bir adam, günün birinde büyük bir mirasa kondu. Hiçbir çaba harcamadan öyle çok mal mülk sahibi oldu ki sorma gitsin. Ama malın, paranın değerini bilemedi, har vurup harman savurdu; su gibi para harcayıp keyfine baktı.Paralar suyunu çekince de, teker teker malları satmaya başladı. Hazıra dağ taş dayanmaz, derler. Aynen öyle oldu; adam kısa zaman
Bir tüccarın papağanı vardı; ama bu güzel kuşu kafese kapatmıştı. Tüccar bir gün Hindistan’a gitmek için yol hazırlığına başladı. Kölelerinin, cariyelerinin (kadın Hizmetçi) her birine tek tek, döndüğünde kendilerine neler getirmesini istediklerini sordu. Hepsi ayrı şeyler istedi. Tüccar papağanına da:“Ey güzel kuşum, Hindistan’dan sana ne getireyim, sen ne ister
Mesnevi’den Hikayeler Oku; Mustafa, bir gün, dostlarından birinin cenazesiyle ve dostlarla mezarlığa gitti. Onun mezarına toprak doldurdu, tohumunu yeraltında diriltti. Bu ağaçlar, toprak altındaki insanlara benzerler. Ellerini topraktan çıkarıp; halka doğru yüz türlü işaretlerde bulunurlar, duyana söz söylerler.Yeşil dilleriyle, uzun elleriyle toprağın içi