Keloğlan, Keloğlan Masalları, Masal, Masallar, Hikaye, Keloğlan Hikayeleri.Bir varmış bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, develer tellal iken, pireler berber iken, ben dedemin beşiğini tıngır mıngır sallar iken zamanın birinde bundan uzun uzun yılar önce çok uzak ülkelerin birinde, yemyeşil bir ormanın yanı başında bir köy varmış. Bu köyde Keloğl
“Altın Kuş ile Gülnaz Sultan Masalı”Keloğlan Maasalları, Türk tarihinde önemli yeri olan, Andoluda dilden dile günümüze kadar gelmiş hâla zevkle anlatılan ve okunan Keloğlan’ın Macera dolu masal ve hikayeleri yer alır. Keloğlan Masalları eğlendirirken aynı zamanda düşündürür. Keloğlan Masalları; Altın Kuş ile Gülnaz Sultan MasalıBir varmış bir yokm
Bir varmış, bir yokmuş… Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde bir kadıncağızın bir oğlu varmış. Herkes bu çocuğu keloğlan diye çağırırmış. Bu ana oğul çok fakirlermiş. Yalnız birçok tavukları olduğundan bunların yumurtasını satarak geçinip giderlermiş.Bir gün tavuklar yumurtlamamış, kadın da oğluna tavuklardan birini satarak ekmek almasını söylemiş. Keloğ
Keloğlanla KöylülerKeloğlan MasallarıBir varmış, bir yokmuş. Tanrının kulu çokmuş. Çok demesi, çok yemesi günahmış. Vaktin birindde bir ananın bir kel oğlu varmış. Günlerde bir gün bu Keloğlan, anasına:– Ana, gel şu bizim öküzü keselim, köylüyü davet edelim. Sonra da onlar bizi sıraya dâvet ederler. Bir gün birinde, öteki gün birinde, geçinir gideriz. Demiş
Öyle görülüyor ki, pek kötü şey bekar kalmak. Bir akşam insanlar arasında geçirilmek istendi mi yaşlı bir adam olarak onurunu güçlükle koruyup başkalarından kendisine kapılarını açmasını beklemek. Hastalanmak ve yatağın bulunduğu köşeden haftalar boyu boş odayı seyretmek. Tanışlarla hep sokak kapısı önünde vedalaşmak. Asla yanında eşiyle dar merdivenlerden çıkama