Oldum olası kendisine güvenen ve bununla gurur duyan birisiydi o. Çoğu kişiye göre başarılıydı da Etrafındakilere başarısının sırrını hep şöyle açıklardı. “Kontrol! Anahtar kelime bu. Kontrolü hiçbir vakit elden bırakmayacaksın. Aklını kullanacaksın. Adımlarını yere sağlam basacaksın. O zaman başaramayacağın şey kalmaz ” Kontrole verdiği bu önem yüzün
Padişahlar meclisinin kandili Sultan Mahmut Gazne’den kalkıp Hintlilerle savaşa gitmişti. Hintlilerin pek kalabalık olan ordularını görünce canı sıkıldı, şaşırdı. O adil sultan bir adakta bulundu; “eğer” dedi, “Bu orduyu yenebilirsem, elde edeceğim bütün ganimetleri yoksullara dağıtayım.” Nihayet savaş bitti. Sultan Mahmut galip gel
Zengin bir adamın Lokman adında bir hizmetçisi vardı. Hizmetçi ancakçok akıllıydı, akılda vezirler padişahlar kadar üstün idi. Hikmet bilgisini adını aldığı Lokman (a.s) dan almıştı.Lokman gece gündüz işlerini en güzel ve en çabuk bir şekilde gören gayretli biriydi.Bu sebeple efendisi onu oğullarından bile üstün tutardı. Lokmanın efendisi görünüşte onun efendisi
Yaşlıca bir adam soluk soluğa Süleyman Peygamberin huzuruna çıktı. Korkudan sapsarı kesilmiş, beti benzi atmıştı. “Ne oldu böyle?” diye sordu Süleyman Peygamber. Adamcağız, “Bu gün Azrail’i gördüm. Bana öyle öfkeli gözlerle baktı ki, korktum. Emret rüzgara, beni Hindistan’a kadar götürsün de canımı kurtarayım,” diye yalvardı.
O kadar çok bolluk içinde yaşıyoruz ki, bu haldeyken bile pek çoğumuz şükretmiyor diyebiliriz. Oysa ki atalarımız büyük zorluklar ve yokluklar içinde yaşamlarını sürdürmüşler, şükürlerini eksik etmemişler. Bizler hiç ölmeyecekmişiz gibi dünya ya bağlanmışız. Öyle ki günümüzde iyilik yapanların sayısı en aza inmiş durumda, bazılarımız ise iyilik yapmak şöyle dursu