Bir varmış, bir yokmuş, bundan yıllar önce bir çekirge, bir pire ve bir de uçan kaz bir gün saraya davet edilmişler. Kral üçünün arasında bir yarış düzenleyecek ve en yükseğe sıçrayana büyük bir ödül vermeyi teklif etmiş. Sonunda büyük ödülün ne olduğunu herkese açıklamış. “Yarışı kazanana kızımı vereceğim,” demiş. Yarışmaya önce pire, çekirge sonrad
Bir varmış bir yokmuş. Evvel zaman içinde kalbur saman içinde, develer tellal iken pireler berber iken ben dedemin beşiğini tıngır mıngır sallar iken bundan yıllar yıllar önce, zamanın birinde bir prens varmış. Bu prens evlenmek istiyormuş, ama evleneceği kişi gerçek bir prenses olmalıymış. Böyle birini bulmak için bütün dünyayı dolaşmış, ama çok büyük bir hayal
Tilkiyle Teke Tilkinin biri bir kuyuya düşmüş, bir türlü çıkamazmış. Oradan bir teke geçmiş, susadığı için kuyuya bakmış, tilkiyi içeride görünce:“Bu su iyi mi? İçilir bir şey mi?” diye sormuş. Tilki işi babacanlığa vurup suyu bir övmüş, bir övmüş, tekenin ağzının suyunu akıtmış:“Hiç durma, in aşağı!” demiş.Teke onun sözlerine kanmış, zaten susuzluktan da dili da
Eski zamanlardan birinde bir alageyik ormanda otlarken, avcıların attığı oklardan biri, güzel alageyiğin gözüne gelmiş ve gözünü çıkarmış. Alageyiğin tek gözü kalmış.Alageyik bir gün deniz kıyısına varmış, otlanmaya başlamış. Bir yandan da can korkusu yüreğinde kıpır kıpırmış.– En iyisi, demiş. Tek gözümü karadan yana çevireyim, dikkatli olayım. Avcılar ma
Bir zamanlar fakir bir oduncu varmış. Ormandaki bir kulübede yaşar ve odun keserek hayatını kazanırmış. Bir gün kulübesinde yangın çıkmış ve bu yangın bütün ormanı kül etmiş. O çevrede kimse ona güvenip iş vermeyince, çıkınını alan oduncu, eşeğine binip yola koyulmuş. Ağaçların arasında yürürken birinin kendisine seslendiğini duymuş. Başını kaldırınca konuşanın b