Bir zamanlar Basra’da tek uğraşı oğluyla ilgilenmek ve ona güzel bir eğitim vermek olan yaşlı bir adam vardı. Adam bütün parasını oğlunun eğitimine harcadı. Delikanlı birkaç yıllığına uzaklara gitti ve meşhur bir üniversitede zamanın büyük alimlerinden eğitim aldı.Tahsilini bitirip dönme zamanı geldi. Yaşlı adam oğlunu kapıda bekliyordu. Oğlu eve geldi ve b
Bir zamanlar bir dağın yamacında yalnız başına yaşayan bir bilge varmış. Maddi ve manevi dertleri olanlar dünyanın birçok bölgesinden bu yöreye gidip bu bilgini ziyaret ediyor, ona akıl danışıyorlarmış.Bir gün genç bir adam kafasına takılan bir soruyu sormak için buraya gelmiş. Küçük bir kulübe olarak tasarladığı bu yer adeta bir saray yavrusuymuş.İçeride bir
İki komşu ülkenin hükümdarları birbirleriyle savaşmazlar, ama her fırsatta birbirlerini rahatsız ederlerdi. Doğum günlerinde, bayramlar da birbirlerine ilginç armağanlar göndererek hediyeleşirlerdi. Böylece birbirlerine zekâ üstünlüğü gösterisi yapma gayreti içerisinde oluyorlardı.Hükümdarlardan biri, günün birinde ülkesinin en önemli heykeltıraşını huzuruna çağı
Yaşlı bir derviş yol kenarında oturmuş, gözleri kapalı bir halde derinden derine tefekkür ediyordu.Aniden, yoldan geçen bir savaşçının sert ve küstah sesiyle tefekkürü kesildi:“Yaşlı adam! Bana cennet ve cehennemi öğret!”Derviş başlangıçta duymamış gibi davrandı ve hiçbir cevap vermedi. Fakat sonra yavaş yavaş gözlerini açtı. Dudaklarının kenarlarında
Yaydan Çıkan Ok Gibi Hikayesi, dedikodu yapmanın ne kadar yanlış olduğunu örnekleyerek anlatan, ders almamızı sağlayan güzel bir hikayedir.Bir kadın komşularından birisi hakkında bir dedikoduyu yayıp duruyordu. Birkaç gün içinde bütün köy bu dedikoduyu duydu. Dedikodunun kurbanı derinden yaralandı ve incindi. Dedikoducu kadın daha sonra yaptığından pişman oldu ve