Köylerin birinde bir çiftlik varmış – Bu çiftlikte, çok mu çok zekalı iki oğlu olan bir Ağa Bey yaşıyormuş. Oğulları o kadar zekalıymışlarki, zekalarının yarısı bile yertermiş kendilerine.Günün birinde bu oğullar kralın kızına görücü gitmeye karar vermişler. Kralın kızı konuşma yeteneği olan çok yetenekli bir delikanlıyla evlenmek istediğini söylüyormuş. Ka
hana1916Hikaye Oku;Rahip Naygu’nun burnunu İkeno-o bölgesinde tanımayan yoktu. 15-20 santim uzunluğunda, üst dudağından çenesinin altına kadar sarkan alâmet bir şeydi… Bir o kadar da kalınlığı vardı. Yani tabiri caizse burnu, suratının ortasından aşağıya sarkan kocaman bir sucuk gibiydi.50 yaşını geçkin Naygu, mesleğe başladığı gençlik yıllarından kraliyet
Mesnevi’den Hikayeler Oku; Mustafa, bir gün, dostlarından birinin cenazesiyle ve dostlarla mezarlığa gitti. Onun mezarına toprak doldurdu, tohumunu yeraltında diriltti. Bu ağaçlar, toprak altındaki insanlara benzerler. Ellerini topraktan çıkarıp; halka doğru yüz türlü işaretlerde bulunurlar, duyana söz söylerler.Yeşil dilleriyle, uzun elleriyle toprağın içi
Ayrı Yazılan Birleşik Kelimeler1. Etmek, edilmek, eylemek, olmak, olunmak yardımcı fiilleriyle kurulan birleşik fiiller, ilk kelimesinde herhangi bir ses düşmesi veya türemesine uğramazsa ayrı yazılır: alt etmek, arz etmek, azat etmek, dans etmek, el etmek, göç etmek, ilan etmek, kabul etmek, kul etmek, kul olmak, not etmek, oyun etmek, söz etmek, terk etmek, var
Yazar, “Başını Vermeyen Şehit” adlı öyküsünde, bir milletin var olma mücadelesini sembolik değerler bütünü olarak ele alır. Ömer Seyfettin için var olmak, millî olana dönmekle mümkündür. Yazar öyküde, savaşı ve milletin var olma arzusunu, inanç ekseninde büyütür. Böylece milletin tarihini, geçmişin unutulmuşluğundan kurtararak, millî hafızayı canlı tutmayı amaçla