Vaktiyle, din yolunda gayreti kendisine görev edinmiş bir adam vardı. O adam, bir gece sabaha kadar namazdan başka bir şeyle meşgul olmamak niyetiyle mescide gitmişti.Fakat gece olup etraf kararınca bir ses duydu. Namaz kılan adam, kemal sahibi birinin mescide geldiğini sandı. İçinden;”Böyle bir insan mescide ancak ibadet etmek için gelir. İyi oldu. Böylece
Bir Cuma Günüydü…Fatih Sultan Mehmed Han Hazretleri, Cuma Namazı kıldıracaktı.İlk tekbiri alıyor, bütün ordu arkasında! Cemaat hep birlikte ulvî bir sesle tekbir alıp, ellerini bağlıyor.Sultan Mehmed Han, birden bire selâm verip, bir daha tekbir alıyor. 300 bin kişi, onunla birlikte bir daha tekbir alıyor!Sultan, sonra yine selâm veriyor; tekrar tekbir alıp, üç
Zengin bir adamın Lokman adında bir hizmetçisi vardı. Hizmetçi ancakçok akıllıydı, akılda vezirler padişahlar kadar üstün idi. Hikmet bilgisini adını aldığı Lokman (a.s) dan almıştı.Lokman gece gündüz işlerini en güzel ve en çabuk bir şekilde gören gayretli biriydi.Bu sebeple efendisi onu oğullarından bile üstün tutardı. Lokmanın efendisi görünüşte onun efendisi
Padişahın biri ip hastalığına yakalandı. Hastalık yüzünden bir deri bir kemik kalmıştı. Elden ayaktan o kadar düşmüştü ki hizmetçilerine gıptayla bakıyor, “Ne olaydı bunlar gibi sağlıklı olaydım” diye kendi kendine hayıflanıyordu. Padişahın nedimlerinden biri, huzurda yer öperek dedi ki:– Saltanatın daim olsun padişahım! Bu şehirde mübarek nefesli bir adam
Bu Okul Aile Birliği toplantısına gitmem gerekli mi, değil mi, hiç bilmiyordum. Söyleyecek bir sözüm yok. Olsa da kalabalıkta hiç konuşamam.Toplantıya geç kalmışım. Ben okula gittiğim zaman, öğrencilerin ana babalarıyla öğretmenler salonda konuşmaya başlamışlardı.Salonun kapısını açıp adımımı yeni atmıştım, ayakta bir kadın yumruğunu sıkarak,— Geç kalıyorlar efen