Duygusal Hikayelerden:Arzular kıvrım kıvrımRüzgâr kanatlı AzrailAnlar bilmez molaOnlara karşın heykelim.Sıradan bir sonbahar günü. İstasyon her zamanki gibi insanların Tatlı telaşlarına, tanık oluyor. İstasyona her gidişimde heyecanlanırım, hüzünlenirim. Trenlerin taka tuka sesleri, acı acı çalan düdükleri ben de ayrılıkları çağrıştırır .Oysa onların gara girmesi
Le Havre postası Criqueto’dan kalkmak üzereydi. Bütün yolcular, Malandinoğlunun işlettiği Ticaret Oteli’nin avlusunda adlarıyla çağrılmalarını bekliyorlardı.Bu, çamurlana çamurlana boyaları bozulup şimdi aşağı yukarı kül rengine girmiş tekerlekleri olan sarı bir arabaydı. Öndeki tekerlekler küçücüktü. Arkadakiler, yüksek ve cılız; arabanın biçimsiz, h
— Ah, azizim, şu kadınlar ne acâip mahlûklar!— Neden söyleyorsun böyle?— Bana çok fena oyun oynadılar da.— Sana mı?— Evet, bana.— Kadınlar mı yoksa kadın mı?— İki kadın.— İki kadın da aynı zamanda mı?— Evet.— Ne yaptılar?İki genç adam, bulvarın büyük bir kahvehanesi önünde oturmuşlar, su karıştırılmış likörlerden, bir suluboya kutusunun bütün renk çeşitleriyle ya
Yukarı Alpler’de buzulların eteğinde, dağların beyaz tepelerini kesen o çıplak ve kayalık boğazlarda yapılmış bütün ahşap oteller gibi Schwarenbach Oteli de, Gemmi Geçidi’ni boylayan yolculara barınaklık eder.Burası, Jean Hauser ailesinin bakımı altında altı ay açıktır. Sonra karlar yığılıp da boğazı doldurmaya ve Loeche’e inme olanağını ortadan
O akşam bayan İnci’yi kraliçe seçmekle gerçekten ne garip bir düşünceye kapılmıştım.Her yıl gider, haçı suya atma yortusunu yaşlı dostum Chantal’in evinde kutlarım. Onun en yakın arkadaşı olan babam, beni çocukken oraya götürürdü. Bunu sürdürdüm. Ben yaşadıkça ve bu dünyada bir Chantal bulundukça da kuşkusuz sürdüreceğim.Chantallerin garip bir yaşamla