Bir varmış bir yokmuş. Büyük saraylardan birinde bir kral ve üç oğlu yaşarmış. Kralın iki oğlu kendini beğenmiş ve kötüymüş. En küçük oğlu ise çok iyi yürekli bir gençmiş.Bir gün kral hastalanmış. Sarayın doktorları, kralın hastalığına çare bulamamışlar. Sarayın büyücüsü kralı ancak hayat suyunun iyileştirebileceğini söylemiş. Ancak bu suyu bulmak çok zor ve tehl
Bir varmış bir yokmuş, uzun zamanlar önce zengin bir tüccarın üç kızı varmış. Tüccar kızlarını çok severmiş. Bir gün yolculuğa çıkmaya hazırlanırken kızlarına:– Sevgili kızlarım, gittiğim yerlerden size ne getireyim? diye sormuş.Büyük kızı inci bir kolye istemiş, ortanca kızı altın bir yüzük istemiş. Küçük kızı ise sadece bir gül istemiş. Bunun üzerine babası küç
Bir varmış bir yokmuş. Vaktiyle bir krallıkta çalışan bir asker varmış. Uzun yıllar krala canla başla hizmet etmiş. Savaş sona erip de asker, aldığı birçok yara yüzünden daha fazla hizmet edemeyecek duruma gelince, kral kendisine şöyle demiş:– Köyüne gidebilirsin, bundan sonra sana ihtiyacım yok. Artık eline para geçmeyecek, çünkü bana hizmet eden karşılığı
Vaktiyle bir padişah ve bunun üç oğlu varmış. Padişah da insan, günün birinde hasta olup yatağa düşmüş. Durumu günden güne kötüye gittiğinden, son saatinin yaklaştığını sezmiş ve oğullarını çağırtarak, demiş ki:– Ben ölünce en büyüğünüz padişah olsun. Bir felakete, bir sıkıntıya rastlarsa ava gitsin. Yolun üçe ayrıldığı yere geldiği zaman sağdakine sapsın;
Kitabın Adı: Küçük AğaKitabın Yazarı: Tarık BuğraBasım Yılı: 1988Yayın Evi: Atlas Yayın EviKitabın Konusu Birinci Dünya Savaşı ile birlikte Osmanlı Devleti eski gücünü, heybetini kaybetmeye başlamış, isyanlar ve işgallerle zayıf duruma düşmüştür. Kitapta, bir Anadolu kasabası olan Akşehir’den yola çıkılarak, kurtuluş mücadelesinin bir bölümü anlatılmaktadır