Zaman zaman içinde, zaman saman içinde, saman duman içinde, yaman bir Keloğlan yaşarmış. Bu Keloğlan çok çalışkanmış. Çok çalışır, çok kazanırım umuduyla köyünden ayrılmış, şehre çalışmaya gitmiş.Günler, haftalar, aylar birbirini kovalamış, fakat Keloğlan istediğini bir türlü elde edememiş. Şehirde iş varmış var olmasına da bulduğu işler sürekli olmazmış. Beş gün
Bir varmış, bir yokmuş… Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde bir kadıncağızın bir oğlu varmış. Herkes bu çocuğu keloğlan diye çağırırmış. Bu ana oğul çok fakirlermiş. Yalnız birçok tavukları olduğundan bunların yumurtasını satarak geçinip giderlermiş.Bir gün tavuklar yumurtlamamış, kadın da oğluna tavuklardan birini satarak ekmek almasını söylemiş. Keloğ
Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde bundan uzuuun uzuun yıllar önce zamanın birinde, şu koca dünyada bir anacığından başka kimsesi olmayan bir Keloğlan varmış.Keloğlan komşuların sürülerine bakıp, günlerini dağlarda, bayırlarda sürü peşinde dolaşıp çobanlık yaparak hayatını sürdürürmüş.Zamanla büyüyüp serpilen, artık koca bir delikan
Bir varmış, bir yokmuş Tanrının kulu çokmuş. Çok yemesi, çok demesi günahmış. Memleketin birinde, vaktin bir zamanında, bir Keloğlanla ihtiyar bir ninesi varmış. Bu Keloğlan yerinden kıpırdamaz, evden çıkmaz, hiç de çalışmazmış. Elinde maşa, mangaldaki külleri eşeler, sedire yaslanıp mindere yan pala oturur, kediler gibi mır mır mırlanır, uyuklar dururmuş. Ninesi
Keloğlanla KöylülerKeloğlan MasallarıBir varmış, bir yokmuş. Tanrının kulu çokmuş. Çok demesi, çok yemesi günahmış. Vaktin birindde bir ananın bir kel oğlu varmış. Günlerde bir gün bu Keloğlan, anasına:– Ana, gel şu bizim öküzü keselim, köylüyü davet edelim. Sonra da onlar bizi sıraya dâvet ederler. Bir gün birinde, öteki gün birinde, geçinir gideriz. Demiş