Bir terzinin bir oğlu varmış. Bu çocuk o kadar küçük kalmış ki, boyu bir başparmaktan fazla uzamamış. Bunun için ona “Parmak Çocuk” derlermiş. Ama çocuğun cesareti pek fazlaymış. Bir gün babasına demiş ki:Babacığım, ne olursa olsun ben uzaklara gideceğim! Babası:– Pekâlâ oğlum, demiş. Uzun bir iğne almış, lambaya tutarak ucuna balmumundan bir to
Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde kalbur saman içinde, develer tellal iken pireler berber iken, ben ninemin beşiğini tıngır mıngır sallar iken. Dağlar Padişahı’nın kırk yaşından sonra bir oğlu olmuş. Bu çocuk, gece demez gündüz demez ağlar dururmuş. Karısı bıkmış usanmış bunun elinden.Bir gün yine emzirip beslemiş. Ama çocuk dilli düdük gibi ötüp duruyorm
Bir varmış bir yokmuş evvel zaman içinde kalbur saman içinde, kepçe kulaklı kedi kovalamış aslanı, aslan havlamış önce, kedi ise kükremiş, pek korkmuş aslan hemen saklanıvermiş. Koca bir ejderha da saklanmış ayakkabıya, saklanır mı saklanır, ayakkabı küçüktür demeyin ha! Belki de bu ejderha başkadır.Uzaklarda değil çok yakın bir ülkede, bir patates yaşarmış ailes
Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde, kalbur saman içinde gökyüzünde kendi halinde uçup duran beyaz bir bulut yaşarmış. Başka bulutlarla anlaşamadığı için hep kendi başına dolaşır, kimseleri beğenmezmiş. Onun burnunun havada olması diğer bulutları çok kızdırırmış. Hatta aralarında konuştuklarına göre beyaz bulut bir gün, burnu havada dolaşırken bir ağaca çar
Zamanın birinde, bundan çok yıllar önce. Saraylarda padişahların yaşadığı, meydanlarda okların atıldığı, pazarlarda altın sikkelerle alışveriş yapıldığı zamanın birinde… Hikaye Oku Masal Oku Güzel bir bahçenin tam ortasına kurulu bembeyaz bir ev varmış. Bu evde altın sarısı saçları olan güzel mi güzel, alımlı mı alımlı; al yanaklı, gül dudaklı, boylu poslu,