Sofinin biri, ağaçta asılı boş bir sofra gördü. Sofi, ekmek ve yiyeceğin aşkıyla şad olup raksa başladı. Üstünü başını paralıyor, bir yandan da şiir okuyordu:Ekmeksizliğin ekmeği, açlık derdine derman sofra. Raks ettikçe çılgınlığı ve sevinci artıyordu. Diğer sofiler de onu görüp raksa katıldılar. Hu hu diye bağırıyorlar, çılgınca ve sevinçle raks ediyorlardı. Çı
Bir tüccarın papağanı vardı; ama bu güzel kuşu kafese kapatmıştı. Tüccar bir gün Hindistan’a gitmek için yol hazırlığına başladı. Kölelerinin, cariyelerinin (kadın Hizmetçi) her birine tek tek, döndüğünde kendilerine neler getirmesini istediklerini sordu. Hepsi ayrı şeyler istedi. Tüccar papağanına da:“Ey güzel kuşum, Hindistan’dan sana ne getireyim, sen ne ister
Mesnevi’den Hikayeler Oku; Mustafa, bir gün, dostlarından birinin cenazesiyle ve dostlarla mezarlığa gitti. Onun mezarına toprak doldurdu, tohumunu yeraltında diriltti. Bu ağaçlar, toprak altındaki insanlara benzerler. Ellerini topraktan çıkarıp; halka doğru yüz türlü işaretlerde bulunurlar, duyana söz söylerler.Yeşil dilleriyle, uzun elleriyle toprağın içi