Hikayede anlatılan efsaneye göre bir kadın, bir gün kucağındaki çocuğu ilebirlikte bir mağaranın önünden geçerken içeriden gelen bir ses duyar:“İçeri gir ve ne istersen al, ama en mühim olanı unutma! Ayrıca:Sen çıktıktan sonra kapının bir daha asla açılmayacağını da dikkate al… Ancak bu fırsatı kaçırma, ama yine de en mühim şeyi unutma…”
Bundan uzun uzun yıllar önce bir beldede Allah dostu bir zat yaşarmış. Bu zatı herkes çok sever ve sayarmış. Yaşı da oldukça fazla olan bu zatın Cami’den eve evden Cami’ye öyle bir yaşamı varmış. Bir de beslediği ve çok sevdiği üç tane koyunu varmış.Mahallede yaşayan birde ayyaş bir adam varmış. Bu adam içki içermiş, kimsede buna korkusundan bişey di
Bir öğrenci güreş sanatını öğrenmek için çok tanınmış bir güreş şampiyonuna gitmiş.Yıllarca büyük bir istekle ve hayran olunacak şekilde çalışmış. Bir gün ustasına sormuş:“Bana öğreteceğin başka bir şey kaldı mı?”Usta da:“Bugün öğretebileceğim her şeyi öğrendin.” demiş.Bu sözler genç güreşçiyi çok gururlandırmış ve hocasının yanından ayrılıp kendi yoluna gitmiş.Ü
Arap, Türk, Rum ve İranlı dört arkadaş vardı. Adamın biri, bir gün bunlara bir dinar verdi. İranlı:engür alalım, yiyelim, dedi.Arap: olmaz! Ben ineb isterim.Türk ise: en iyisi üzüm almak, dedi.Rum: hiç tartışmayın! İstafil alalım, dedi.Aralarında anlaşma olmayınca yumruk yumruğa kavgaya tutuştular. Her ne kadar hepsi de bir meyve istese de, cahillikten dolayı bir
Dağlarda gezen bir bilge kadın, nehirde değerli bir taş bulmuş.Ertesi gün kendisi gibi bir seyyahla karşılaşmış. Ama seyyahın karnı açmış.Bilge kadın torbasını çıkarmış ve yemeğini onunla paylaşmış. Aç seyyah, bilge kadının torbasındaki değerli taşı görmüş ve taşı çok beğendiğini söyleyip onu kendisine vermesini istemiş. Bilge kadın hiç tereddüt etmeden taşı ona