Bir varmış, bir yokmuş. Allah’ın kulu çokmuş. Çok söylemesi günahmış, hikaye söylemesi sevapmış. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde bir kurt yaşarmış köyün kıyısında. Kışları açlıktan kıvranıyormuş. Yine böyle bir gün:– Köye gideyim de oradaki inekten, koyundan yiyeyim, demiş.Köye gitmiş, bir ineğe rast gelmiş:– İnek, ben öyle açıktım ki seni yiy
Bir varmış, bir yokmuş. Vakti zamanında bir köse varmış. Oğluna “Oğul eşeği al, götür, sat; fakat köseler mahallesinden geçme.” diyor.Oğul:“Pekey, baba.” diyor. Yola çıkıyor. Yolda köseler karşısına çıkıyor. Köselerden biri eşeğin bir ayağı olmasa eşeği yüz liraya alacağını söylüyor. Öteki köse de iki ayağı olmasa iki yüz elli liraya alacağını söylüyor.Oğlan eşeğ
Zamanın birinde çok zengin bir adam varmış. Bu adamın iki oğlu ile bir de çok iyi, namuslu, akıllı bir karısı varmış. Bir gün bu adam rüyasında aksakallı bir adam görmüş. Aksakallı ihtiyar adam zengin ve mutlu adama demiş ki:”Mehmet Ağa, sana üç bela gelecek gençlikte mi gelsin ihtiyarlıkta mı?”Bir gece görmüş adam umursamamış. Ertesi gece rüyasında yine aynı ada
Bundan çok çok önce büyük bir ülkenin çok güçlü bir padişahı varmış. Bu padişahın bir türlü oğlan çocuğu olmazmış.Bu duruma çok üzülen padişah mutlaka bir oğlan çocuk babası olmak istiyormuş. Ne yapsın? Tekrar evlenmekten başka çare yok… Son defa olmak üzere başka bir kızla evlenmiş. Çok geçmeden karısı gebe kalmış. O zaman padişah karısına şunları söylemiş
Vaktiyle bir padişah ve bunun üç oğlu varmış. Padişah da insan, günün birinde hasta olup yatağa düşmüş. Durumu günden güne kötüye gittiğinden, son saatinin yaklaştığını sezmiş ve oğullarını çağırtarak, demiş ki:– Ben ölünce en büyüğünüz padişah olsun. Bir felakete, bir sıkıntıya rastlarsa ava gitsin. Yolun üçe ayrıldığı yere geldiği zaman sağdakine sapsın;