Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde kalbur saman içinde bundan yıllar yıllar önce, zamanın birinde bir Keloğlan ve yoksul anacığı varmış. Yoksul anacığı kel oğlunu, “A benim kel oğlum keleş oğlum” diye severmiş.Bir gün Keloğlan odun kesmek için ormanın yolunu tutmuş. Yolda giderken “imdaat, beni kurtarın!” diye bir ses duymuş. Sağına bakmış sol
Bir varmış, bir yokmuş… Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde bir kadıncağızın bir oğlu varmış. Herkes bu çocuğu keloğlan diye çağırırmış. Bu ana oğul çok fakirlermiş. Yalnız birçok tavukları olduğundan bunların yumurtasını satarak geçinip giderlermiş.Bir gün tavuklar yumurtlamamış, kadın da oğluna tavuklardan birini satarak ekmek almasını söylemiş. Keloğ
Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde bundan uzuuun uzuun yıllar önce zamanın birinde, şu koca dünyada bir anacığından başka kimsesi olmayan bir Keloğlan varmış.Keloğlan komşuların sürülerine bakıp, günlerini dağlarda, bayırlarda sürü peşinde dolaşıp çobanlık yaparak hayatını sürdürürmüş.Zamanla büyüyüp serpilen, artık koca bir delikan
Bir varmış iki yokmuş, üç varmış beş yokmuş. Evvel zamanda Keloğlan’la anası varmış. Keloğlan küçükken çalışmayı sevmezmiş, büyüdükçe çalışmayı sevmemeye devam etmiş. Evde yatar uyurmuş, tarlaya gitse uyurmuş. Bir gün anası Keloğlan’a kızmış: ” Oğlum, on koyunumuz var, bari onları götür otlasınlar. Bir işe yara. ” demiş.Bunun üzerine Keloğ
Keloğlanla KöylülerKeloğlan MasallarıBir varmış, bir yokmuş. Tanrının kulu çokmuş. Çok demesi, çok yemesi günahmış. Vaktin birindde bir ananın bir kel oğlu varmış. Günlerde bir gün bu Keloğlan, anasına:– Ana, gel şu bizim öküzü keselim, köylüyü davet edelim. Sonra da onlar bizi sıraya dâvet ederler. Bir gün birinde, öteki gün birinde, geçinir gideriz. Demiş