Eski zamanlardan birinde bir alageyik ormanda otlarken, avcıların attığı oklardan biri, güzel alageyiğin gözüne gelmiş ve gözünü çıkarmış. Alageyiğin tek gözü kalmış.Alageyik bir gün deniz kıyısına varmış, otlanmaya başlamış. Bir yandan da can korkusu yüreğinde kıpır kıpırmış.– En iyisi, demiş. Tek gözümü karadan yana çevireyim, dikkatli olayım. Avcılar ma
Bir zamanlar fakir bir oduncu varmış. Ormandaki bir kulübede yaşar ve odun keserek hayatını kazanırmış. Bir gün kulübesinde yangın çıkmış ve bu yangın bütün ormanı kül etmiş. O çevrede kimse ona güvenip iş vermeyince, çıkınını alan oduncu, eşeğine binip yola koyulmuş. Ağaçların arasında yürürken birinin kendisine seslendiğini duymuş. Başını kaldırınca konuşanın b
Bir yılbaşı gecesiydi. Dondurucu, kavurucu bir soğuk vardı. Yoldan geçenler paltolarının yakasını kaldırmışlar, atkılarına bürünmüşler, hızlı hızlı yürüyorlardı. Kimi evine geç kalmış, acele ediyor, kimi bir eğlence yerine gidiyordu.Çocuklar koşuyorlar, birbirlerine kartopu atıyorlardı. Gecenin zevkini en çok onlar çıkarıyorlardı. Kahkahalarla gülüyorlar, sevinçl
Vaktiyle çok yaşlı bir büyükanne varmış. Saçları kar beyaz, yüzü kırış kırışmış. Ama gördüğü güzellikler karşısında bir yıldız gibi ışıl ışıl parlayan, sıcak bakışlı güzel gözlere sahipmiş. Kocaman güllü bir elbise giyer, birbirinden güzel hikayeler anlatırmış.Büyükannenin bir fermuarla açılıp kapanan kaim, eski bir kitabı varmış. Onu her zaman açıp okurmuş. Kita
Bir varmış, bir yokmuş. Bundan uzun yıllar önce bir kadınla kocasının çocukları yokmuş ve çocuk sahibi olmayı çok istiyorlarmış. Gel zaman git zaman kadın sonunda bir bebek beklediğini fark etmiş.Bir gün pencereden komşu evin bahçesindeki güzel çiçekleri ve sebzeleri seyrederken, kadının gözleri sıra sıra ekilmiş marullara takılmış. O anda sanki büyülenmiş gibi o