Bir gün bir balıkçı av malzemelerini ve balık sepetini alarak oltayla balık tutmaya gitmiş.Gittiği yerde bol şans dilediği diğer balıkçılar hiç balık yakalayamamışlar. Adam, “Ya nasip!” diyerek, oltasını atmış. Kısa bir süre sonra oltasına büyükbir balık gelmiş ama, adam balığı iğneden kurtarmış ve kendi kendine “Olmadı!” diyerek, balığı nehire bırakmış. Kısa bir
“Aydınlık” hikayesi, hem bir bilgelik hikayesi, hem de düşündüren eğitici bir hikayedir.Bilgelik Hikayesi Oku: Günün birinde bir bilge çölde öğrencileriyle otururken demiş ki: “Geceyle gündüzü nasıl ayırt edersiniz? Tam olarak ne zaman karanlık başlar, ne zaman aydınlanır?”Öğrencilerden biri: “Uzaktaki sürüye bakarım, koyunu keçiden ayıramadığım zaman
Uzun uzun yıllar önce günün birinde, bir bilge çölde öğrencileriyle otururken onlara şöyle bir soru sormuş:“Geceyle gündüzü nasıl ayırt edersiniz? Tam olarak karanlık ne zaman başlar, ne zaman ortalık aydınlanır?”Öğrencilerden biri şöyle cevap vermiş:“Uzaktaki sürüye bakarım, eğer koyunu keçiden ayıramıyorsam işte o zaman akşam olmuş demektir.” diye cevap vermiş.
Sivri dilli ve nezaketten yoksun bir kadın bir dedikodu yaymakla suçlanıyordu. Köyün bilgesinin huzuruna getirilen kadın “Söylediklerim bir şakaydı, sadece şaka” diyerek itiraz etti.“Sözlerim başkaları tarafından yanlış anlaşıldı, ben suçlu değilim” diye bağırdı.Ancak dedikoduya maruz kalan mağdur “Temiz adımı kirlettin” diyerek adalet istiyordu.“Bunu düzeltebili
Yaşayış felsefesiyle ünlü dünya nimetlerini önemsemeyen filozof Diyojen, günün birinde çok dar bir sokaktan geçerken zenginlik ve kibrinden başka hiçbir şeyi olmayan bir adamla karşılaşır.İkisinden biri kenara çekilmedikçe yoldan geçmek mümkün değildir…Kendini beğenmiş kibirli ve mağrur zengin, hor görüp küçümsediği filozof Diyojen’e:“Ben bir serserinin önü