Bir zamanlar Basra’da tek uğraşı oğluyla ilgilenmek ve ona güzel bir eğitim vermek olan yaşlı bir adam vardı. Adam bütün parasını oğlunun eğitimine harcadı. Delikanlı birkaç yıllığına uzaklara gitti ve meşhur bir üniversitede zamanın büyük alimlerinden eğitim aldı.Tahsilini bitirip dönme zamanı geldi. Yaşlı adam oğlunu kapıda bekliyordu. Oğlu eve geldi ve babasın
Erenlerden biri başından geçen bir hadiseyi şöyle anlamıştır:“Bir gemi yolculuğu sırasından gemimiz bir kayaya çarpıp su almaya başlamıştı. Bir süre sonra su ile dolan gemi parçalanmaya başladı ve sonunda battı. Ben ve hamile eşim gemiden kopan bir tahtanın üzerine çıktık. Çok geçmeden eşimin bedeni sarsıldığından dolayı o tahta parçasının üzerinde doğum y
Bir sağlık raporu almam gerekiyordu. Yirmidört yaşımın aklınca, geleceğim bu sağlık raporuna bağlıydı.Sırayla bütün muayenelerden geçtim, hepsinden sağlam çıktım. Bitek göz muayenesi kaldı. Gözlerime çok güvendiğim için onu sona bırakmıştım.Göz doktoru muayeneden sonra,— Raporunuza yazıyorum, dedi, bir diyoptri1 (Optik sistemlerin yakınsaklık birimi, gözlük camla
Küçük bir karınca, bir gün bir kalemin kağıdın üzerinde hareket ettiğini, çok güzel resimler çizdiğini görür. Başka bir karıncaya der ki:– Bir kalem, çok güzel ve şaşırtıcı resimler çiziyor.O karınca:– Bu, kalemin işi değildir, asıl çizen; onu hareket ettiren, o kalemi tutan parmakların işidir, der.Bunları duyan üçüncü karınca:– Onu çizen parmak
Rivayet o ki, vicdan bir gün ansızın kayboldu. Her yanlışı suçlayan vicdan, beraberinde getirdiği suçluluk duygularını ve acıları da alıp yok olup gitti. İnsanlar “Özgürüz!” diye çığlık atıp onun yokluğundan yararlanmaya başladılar. Soygunlar, yağmalar, kuvvetlinin zayıfı ezmesi, çıkarcılık, yaltaklanma… sıradan hale geldi.Zavallı vicdan ise yol