Zamanın birinde bir kişi Filozof Anaksagoras’a şöyle bir soru sorar;“Seyahat etmek, bulunduğunuz yerden başka bir yere gitmek midir?”Filozof ise, “Seyahat etmek, düşüncelerinizi değiştirmek, önyargılarınızdan kurtulmaktır” cevabını verir ve şöyle bir açıklama yapar.Bilgeye sormuşlar: “Dünyada en çok kimi seversiniz?” diye. O da; “Terzimi severim” diye cevap vermi
Bir varmış, bir yokmuş. Bundan uzun uzun yıllar önce geçmiş zamanın birinde küçük bir köy varmış. Bir gün bu köyde yaşayan bir çiftçinin eşeği kör bir kuyuya düşmüş.Eşek kör kuyunun içinde sesini sahibine duyurabilmek için saatlerce acı içinde kıvranıp bağırmış. Ağlamış, ağlamış….Sonunda eşeğin sahibi eşeğin bağırma seslerini duymuş. Hemen kuyuya bakmış.
Zaman zaman içinde evvel zaman, kalbur saman içinde, bundan uzun uzun yıllar önce ülkelerden birinin bir küçücük köyünde, Bilge Hoca adında, bir bilge filozof yaşarmış. Filozofun bilgeliği bütün ülkede bilinir, başı dara düşen herkes danışmak için ona gelirmiş.Günün birinde filozofun kapısı çalınmış. Filozof kapıyı açtığında bir delikanlı dururmuş karşısında.
Günün birinde bir lise öğretmeni derste öğrencilerine ertesi gün için; “Yarın hepiniz gelirken birer plastik torba ve beşer kilo patates getirin!” der.Ertesi sabah öğrenciler hepside patetesleri getirmiş sıralarının üzerinde patatesler ve torbalar hazırdır.Öğretmenleri:“Şimdi, bugüne kadar affetmeyi reddettiğiniz her kişi için elinize bir patates alın, o kişinin
Meşhur Yunan filozofu Anaksagoras’a, ölüm döşeğinde yatarken öğrencileri nereye gömülmek istediğini sormuşlar:“Atina’ya mı yoksa doğduğu köye mi?” diye.Filozof: “Nereye isterseniz oraya gömün.” Cevabını vermiş.“Nasıl olsa öbür dünya her yerden aynı uzaklıkta.” demiş.