Bir zamanlar Hansel ve Gretel adında iki kardeş varmış. Anneleri onlar daha bebekken ölmüş. Oduncu olan babaları, anneleri öldükten birkaç yıl sonra tekrar evlenmiş. Oduncunun yeni karısı hali vakti yerinde bir aileden geliyormuş. Ormanın kıyısında virane bir kulübede oturmaktan ve kıt kanaat yaşamaktan nefret ediyormuş. Üstelik üvey çocuklarını da hiç sevmiyormu
Bir varmış, bir yokmuş, evvel zaman içinde, kalbur zaman içinde develer tellal iken, pireler berber iken, ben dedemin beşiğini tıngır mıngır sallar iken; ülkenin birinde bir köy varmış. Bu köyün halkı mutluluk içinde yaşarmış.Günlerden bir gün köyün bütün evlerine fareler dolmuş. Binlerce fare köyün sokaklarında, evlerde dolaşıyorlarmış. Yatak odasına gitseler, m
kaplana binen veliGerçeği gözüyle gören, hayat boyunca gerçeğin peşinde koşan din büyüklerinden birisi anlatmıştı:Allah dostlarından biri kaplana binmiş geliyordu. Üstelik kamçı olarak elinde bir yılanı tutmuştu. Onun bu halini gören birisi:– Ey Allah yolunun eri! Gittiğin bu yolu bana da göster! Allah için nasıl amel işledin de bu yırtıcı hayvanları kendin
Padişahın biri ip hastalığına yakalandı. Hastalık yüzünden bir deri bir kemik kalmıştı. Elden ayaktan o kadar düşmüştü ki hizmetçilerine gıptayla bakıyor, “Ne olaydı bunlar gibi sağlıklı olaydım” diye kendi kendine hayıflanıyordu. Padişahın nedimlerinden biri, huzurda yer öperek dedi ki:– Saltanatın daim olsun padişahım! Bu şehirde mübarek nefesli bir adam
Akşamüzeri okul zili çaldı ve öğrenciler gruplar halinde okul kapısından dışarıya çıkıyorlardı. O sırada okul kapısının önünde uzunca bir süredir karşıya geçmek isteyen yaşlı bir kadın duruyordu. Yağmurda ıslanan ıslak ve kaygan caddeye adım atmaya korkuyordu.Birçok öğrenci onu görmesine rağmen dikkat etmeden yollarına gitmişti. Kapıdan en son okul takımı kaptanı