Allah için çok sevdiği bir dostuydu. Güzel hususiyetleri vardı. İslâmî duyarlılıkları çok yüksekti. İyilikte, yardımseverlikte üstüne yoktu. Dost olunacak bir adamdı. Yalnız bir kötü huyu vardı. Küçük şeylere bile çabuk kırılıyor, inciniyordu. Çabuk kırılmak suretiyle iletişimde hemen bir kopukluk meydana getiriyor; sevdiklerinin, dostlarının olan biteni izah etm
Bir gün etrafına halkalanan sahabilere Peygamber (s.a.v) “zekat, mal ve servetin koruyucusudur, bekçisidir” diyen hadisi söylerken yanlarına bir Hıristiyan tüccar uğradı. Zekat hakkında Peygamberimizin bütün söylediklerini dinledikten sonra kalkıp giderek zekatını verdi.Bu Hıristiyan tüccarın bir de ortağı vardı ki, o sırada Mısır’a ticarete git
İbn-i Abbas (ra) bir gün sahabelerle oturduğu sırada, ezan okunmaya başladı. İbn-i Abbas (ra) öyle şiddetli ağlamaya başladı ki, cübbesi sırılsıklam oldu. Bunu gören diğer sahabeler de ağlamaya başladılar ve sordular;Ey Resulullah’ın amcasının oğlu, niçin böyle ağlıyorsun? Biz sen ağlıyorsun diye ağlıyoruz. İbn-i Abbas (ra) ise;Müezzinin ne dediğini biliyor musun
Ebû Hüreyre (Ra)’ın rivâyet ettiği bir hadîs-i şerîfte, Peygamber -sallallâhü aleyhi ve sellem- Efendimiz’in şöyle buyurduğu nakledilmektedir:“İsrâiloğulları arasında, biri ala tenli (abraş), biri kel, biri de kör, üç kişi vardı. Allah Teâlâ onları denemek istedi ve kendilerine bir melek gönderdi.Melek, ala tenliye gelerek:«-En çok istediğin şey
Allah (C.C.) Musa Aleyhisselâm’a:— Ya Musa sana acaibattan bir sır bildireyim mi? diye buyurdu.Musa Aleyhisselam:— Göster ya Rabbi! diye iltica etti.Allah-u Zulcelal:— Ya Musa! filân yerdeki çeşmenin başına git, kimse görmeyecek şekilde bir yere gizlen ve bekle! diye vahyetti.Musa Aleyhisselâm gitti, tarif edilen çeşmeyi buldu ve beklemeye başladı.Biraz sonra atl