Çakalın biri, bir boya küpüne düşer, içinden çıkmak için bir müddet uğraşır. Çakalın rengi değişir, rengarenk olur. Aynada kendisine bakar, boyalı oluşuna sevinir. Güneş vurdukça parıl parıl parlamaktadır, gurura kapılır. Büyük bir sevinçle diğer çakalların yanına gider. Çakallar sorar:Seni böyle magrur ve mesrur eden nedir? Bu gurur ve kendini beğenmişliğin sebe
Sofinin biri, ağaçta asılı boş bir sofra gördü. Sofi, ekmek ve yiyeceğin aşkıyla şad olup raksa başladı. Üstünü başını paralıyor, bir yandan da şiir okuyordu:Ekmeksizliğin ekmeği, açlık derdine derman sofra. Raks ettikçe çılgınlığı ve sevinci artıyordu. Diğer sofiler de onu görüp raksa katıldılar. Hu hu diye bağırıyorlar, çılgınca ve sevinçle raks ediyorlardı. Çı
Mesnevi’den Hikayeler Oku; Mustafa, bir gün, dostlarından birinin cenazesiyle ve dostlarla mezarlığa gitti. Onun mezarına toprak doldurdu, tohumunu yeraltında diriltti. Bu ağaçlar, toprak altındaki insanlara benzerler. Ellerini topraktan çıkarıp; halka doğru yüz türlü işaretlerde bulunurlar, duyana söz söylerler.Yeşil dilleriyle, uzun elleriyle toprağın içi
Nasrettin Hocanın başından geçenler dilden dile anlatılarak geçmişten günümüze fıkra halini almıştır. Nasrettin Hocadan Bir Fıkra; “Ben Senin Delikanlılığını da Bilirim” başlıklı hikayemizin bir tebessüm bırakması ümidiyle iyi okumalar.Günlerden bir gün Nasrettin Hoca, alışveriş yapmak için şehre gidecektir. Ahırdan eşeğini çıkarır, evin önüne getir
İkilemelerin YazılışıAnlamı pekiştirmek, güçlendirmek, anlatımı daha çekici hale getirmek için aynı sözcüğün, eş, yakın, karşıt anlamlı veya sesleri birbirini çağrıştıran sözcüklerin yan yana kullanılmasıyla oluşturulan sözcük grubuna “ikileme” denir.İkilemeler ayrı yazılır: adım adım, ağır ağır, akın akın, allak bullak, aval aval (bakmak), çeşit çeşit, derin der