Akşamüzeri okul zili çaldı ve öğrenciler gruplar halinde okul kapısından dışarıya çıkıyorlardı. O sırada okul kapısının önünde uzunca bir süredir karşıya geçmek isteyen yaşlı bir kadın duruyordu. Yağmurda ıslanan ıslak ve kaygan caddeye adım atmaya korkuyordu.Birçok öğrenci onu görmesine rağmen dikkat etmeden yollarına gitmişti. Kapıdan en son okul takımı kaptanı
Gün daha yeni doğmuştu. Nil Irmağının kıyısındaki palmiyeler üzerinde dolaşan yaşlı bir turna, kanatlarını çırparak, ”Şimdi oralarda çiçekler açmıştır” dedi. Çiğdemler, kır menekşeleri, güzel kokulularını çevreye yaymaya başlamışlardır. Artık gitmeliyiz, arkadaşlar! Turnalar sevinçle bağırarak, sürü başının çevresini sardılar, ”Gidelim, gidelim” Yalnız turnalarda
Ülkenin birinde, ülkesinin insanların her birini mutlu yapacak şeyin ne olduğunu bilmek isteyen bir kral vardı. Bunun için bir sergi düzenledi ve herkese mutluluk getirebilecek nesneleri sergilemek üzere tüm akıllı insanları davet etti.Birçok kişi ellerinde çok güzel şeylerle gelip sergide yer aldılar. Sergilenenler arasında bir de resim vardı. Resimde, içinde di
Bodhisavita daha önceki yaşamlarından birinde Kral Brahmadttanın baş veziri olarak görev yapmıştı. Onun görevi Krala mali konularda bilgi vermekti.Bunun yanında, onun görevleri arasında, devlet işlerinin yürütülmesinde de yol gösterici olmasıda yer alıyordu. Kral halkına karşı gayet iyi niyetli, ancak zayıf kişilikte bir insandı. Çünkü kendi çıkarları için yalan
Bir sağlık raporu almam gerekiyordu. Yirmidört yaşımın aklınca, geleceğim bu sağlık raporuna bağlıydı.Sırayla bütün muayenelerden geçtim, hepsinden sağlam çıktım. Bitek göz muayenesi kaldı. Gözlerime çok güvendiğim için onu sona bırakmıştım.Göz doktoru muayeneden sonra,— Raporunuza yazıyorum, dedi, bir diyoptri1 (Optik sistemlerin yakınsaklık birimi, gözlük camla