Fatma hanım, sırtına ekin destesini aldı ve düşünceyle ilerlemeye başladı. Birden kayınvâlidesinin sesiyle kendine geldi:– Kız Fatma çabuk buraya gel. Sarı inek doğuruyor, yardım et!..Can havliyle sırtındaki destesini indirdi ve ahıra koştu.– Aman Yâ Rabbi… Hayvan da olsa, ne kadar acı çekiyordu.Fatma hanım, kayınvâlidesiyle birlikte hayvanın doğum ya
Bir gün yaşlı bir adam ve genç bir delikanlı bir köşede oturup konuşurken, bir önlerine iyi giyimli bir adam gelir, genç delikanlının önüne bir kese altın koyar. Genç ise;– Sağol, paraya ihtiyacım yok, der.– Olsun, ben sana veriyorum, ister sen harca, ister fakirere ver. Genç fazla ısrar etmeden keseyi alır ve hemen hepsini de ihtiyacı olduğunu bildik
Sevdiğiniz şeylerden başkalarına da vermedikçe, tam bir iyilik vasfına eremezsiniz. Her ne harcarsanız şüphesiz Allâh onu bilir.” (Âl-i İmran, 92)Zamanın birinde bir şehirde Kalaycı Dede lakaplı alim bir zat yaşarmış. Şehrin arif şahsiyeti ve akıl hocası, bilge biriymiş. Adından da anlaşılacağı üzere kalaycılıkla uğraşır, yalnızca günlük ihtiyacını karşıla
Bundan uzun yıllar önce, eski zamanların insanları ilim öğrenebilmek için çok çalışırlar ve karşılarına çıkan her türlü güçlüklere katlanırlar, tahammül ederlerdi. Çok küçük yaşlarda köylerinden, yuvalarından ve ailelerinden ayrılırlardı ve bunu sırf ilim öğrenebilmek için yaparlardı. Yıllarca ailelerinden ve sevdiklerinden uzaklarda zor şartlar altında yaşarlard
Ebû Hüreyre (Ra)’ın rivâyet ettiği bir hadîs-i şerîfte, Peygamber -sallallâhü aleyhi ve sellem- Efendimiz’in şöyle buyurduğu nakledilmektedir:“İsrâiloğulları arasında, biri ala tenli (abraş), biri kel, biri de kör, üç kişi vardı. Allah Teâlâ onları denemek istedi ve kendilerine bir melek gönderdi.Melek, ala tenliye gelerek:«-En çok istediğin şey