Bir varmış, bir yokmuş. Çok söylemesi ayıpmış. Az söyleyip çok dinleyenlerin bilgisi artar, çok çok söyleyip az dinleyenlerin çenesi yorulurmuş…Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, Rüzgâroğlu adında az konuşmuş, çok dinler bir adam varmış. Rüzgâroğlu, evli imiş. Beş yaşında Nuryüz adında bir oğlu, 4 yaşında Gülyüz adında bir kızı varmış.Rüzgâroğlu ailes
Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, bir padişahın güzel bir kızı varmış. Günlerden bir gün, zengin bir adamın oğlu padişahtan kızını istemiş. Her iki taraf iyice görüşüp konuştuktan sonra, padişah, zengin adamın oğlunu damatlığa kabul etmiş.Bir zaman sonra kırk gün, kırk gece düğün yapılmış, iki genç evlenmiş. Evlendikleri gece, delikanlı kızın kendisini se
Bir zamanlar, Hintli bir din adamı tozlu bir yolda yürürken yerde parlayan bir taş gördü. Eğilip onu yerden aldı. Aydınlık bir yerde taşı incelediğinde parıltısına hayran kaldı. Bu taşın ne işe yaradığını bilmiyordu. Onu cebine koydu ve yoluna devam etti. Gide gide yolun kenarındaki bir zahire tüccarının dükkanına geldi. Karnı çok acıkmıştı. Cebindeki kırmızı taş
Hint Masalları: Zamanın birinde Hindistan’da Benares kentinde iki seyyar kuyumcu şehrin girişinde karşılaşırlar. Selamlaşma, hal hatır sorduktan sonra bir anlaşma yaparlar. Anlaşmaya göre; genç olan, önce şehrin batı kısmında gezip satış yapacaktır. Doğu kısmına daha sonra gidecektir. Doğu kısmına giden meslektaşı diğer bölgede satış yaptığı sürece onun bölges
Bir zamanlar, ailesi ve hiç kimsesi olmayan, genç ve yetim bir kızı anlatan, güzel bir hikaye vardır. Şimdi o hikayeyi sizlerle paylaşıyoruz.Günün birinde kendisini çok yalnız ve üzgün hisseden kız, çayırda gezmeye gitmişti. Biraz sonra dikenli bir çalıya kanatlarından yakalanan bir küçük kelebek gördü.Kelebek kurtulmaya çalıştıkça dikenler nazik bedenine daha ço