Ülkenin birinde, ülkesinin insanların her birini mutlu yapacak şeyin ne olduğunu bilmek isteyen bir kral vardı. Bunun için bir sergi düzenledi ve herkese mutluluk getirebilecek nesneleri sergilemek üzere tüm akıllı insanları davet etti.Birçok kişi ellerinde çok güzel şeylerle gelip sergide yer aldılar. Sergilenenler arasında bir de resim vardı. Resimde, içinde di
Hindistan’da bir Raja’ya devlet görevlileri şöyle demişti: “Sayın Hükümdarım, bugün sizi ziyaret edecek kişiye iyi dikkat edin. Bu adam birçok yöneticiye övgüler yağdırır. Sonra da onlardan birçok değerli armağan koparmayı iyi becerir.” Raja bunu söyleyen kişiye şöyle dedi: “Merak etmeyin, ona hiçbir şekilde yalakalık etmesi için izin vermeyeceğim.”Biraz sonra, b
Jerry, çevresindekilerin çok sevdiği insanlardan biriydi. Keyfi her zaman yerindeydi. Her zaman söyleyecek olumlu bir şey bulurdu. Hatta bazen etrafındakileri çıldırtırdı bile. Bu adam, bu halde bile nasıl iyimser olabiliyor? Birisi nasıl olduğunu sorsa; “Bomba gibiyim” diye yanıt verirdi hep..“Bomba gibiyim.” Jerry bir doğal motivasyoncuydu…Yanında çalışan
Erkek kardeşlerin ikisi de babalarından kalma çiftlikte çalışırlardı. Kardeşlerden biri evliydi ve çok çocuğu vardı. Diğeri ise bekardı. Her günün sonunda iki erkek kardeş ürünlerini ve kârlarını eşit olarak bölüşürlerdi. Günün birinde bekar kardeş kendi kendine :“Ürünümüzü ve kârımızı eşit olarak bölüşmemiz hiç de hakça değil” dedi,“Ben yalnızı
Biri beyaz, diğeri siyah renkteki kurbağalarımızın huy ve mizacı tıpkı renkleri gibi zıtmış. Ak kurbağa ne kadar iyimserse Karakurbağa o kadar kötümsermiş. Ak kurbağa bir şeye “ak” mı dedi; o hemen atılıp “kara” dermiş. Her şeyin olumsuz tarafını görmeye o kadar alışmış ki, gördüğü her şeyi eleştirmeyi neredeyse meslek haline getirmiş. Yağmur yağsa, Karakurbağa:“