Bir dükkan sahibi, dükkanının vitrinine üzerinde “Satılık Köpek Yavruları” yazan bir tabela asarken, yanında küçük bir erkek çocuğu belirdi.“Köpek yavrularını kaça satıyorsunuz?” diye sordu. Adam çocuğa yavruların en az 50 dolar ettiğini söyledi. Çocuk elini cebine attı, biraz bozuk para çıkardı, dükkan sahibine bakıp:“iki dolar otuz
Georges Pouchet’yeIVirelogne’a on beş yıldır uğramamıştım. Prusyalıların yıkmış oldukları şatosunu sonunda yeniden yaptıran dostum Servat ile birlikte avlanmak üzere oraya güzde gittim.Bu yöreyi son derece seviyordum, güzel dünyanın, gözü okşayan, gıcıklayan köşelerindendi. Böyle yerler maddi bir aşkla sevilir. Biz, toprağın büyülediği kimseler, çok
Deniz, kısa ve hep birbirinin aynı dalgalarla kıyıyı kamçılıyor. Hızla esen rüzgârın sürdüğü küçük beyaz bulutlar geniş, mavi göğün ortasından kuş gibi çabuk çabuk geçiyor. Ve köy, okyanusa doğru inen koyağın büklümünde güneşe karşı ısınıyor.Martin-Lévesquelerin evi köyün tam ağzında, yolun kıyısında tek başına. Bu, duvarları kerpiçten, çatısı mavi süsenlerle don
Giresun’un Espiye ilçesine bağlı Yağlıdere bucağının hemen yakınında, kemer taşından yapılmış bir köprü vardır. Çevre halkı tarafından “Ağa Köprüsü,” bazen de “Ağanın Köprüsü” olarak adlandırılan bu köprünün yapımında bir harç çeşidi olan horasanın kullanıldığı söylenir. Hatta içlerinden bazıları yapım esnasında yumurta akının da kul
Isparta – Afyonkarahisar İl hududunda, Keçiborlu İlçesine yakın bîr mevkiin adı Yağbasan – Yağıbasan’dır. Burada bir köprü, bir çeşme, bir de çayırlık vardır bu adla anılan. Köylüler buralara Yağbasan Köprüsü, Yağbasan Çeşmesi, Yağbasan Çayırlığı derler. Bu adın nereden geldiğini köylüler şu hikaye ile açıklıyor:Efsaneye göre; Bir yağ tüccarı bol mikt