Bir terziyle bir kuyumcu birlikte yolculuk yapıyorlarmış. Bir akşam, güneş dağların ardına çekilince, uzaktan yabancı bir mızıka sesi işitmişler. Bu ses gittikçe güçleniyormuş. Kulakları böyle bir şarkıya alışık olmadığı halde bu müzik o kadar hoşmuş ki, bütün yorgunluklarını unutmuşlar; hızlı hızlı yürümeyi sürdürmüşler. MasalBir tepeye vardıkları sırada ay da d
“Küçük Baca Temizleyicisi”1 Kasım, SalıDün akşam üzeri, kızkardeşim Silvia’nın okuduğu kızlar kısmına gittim. Yedi yüz kız öğrenci okuyor burada. Ben vardığımda zil çalmıştı. Kızlar sınıflarından çıkmaya başlamışlardı.Okulun karşısındaki sokağın köşesinde baca temizleyicisi bir çocuk gördüm. Bir kolunu duvara dayamış, başını da koluna yaslamışt
Bir varmış bir yokmuş. Zamanın birinde bir tüccarın biricik bir kızı varmış. Adı Akçiçek’miş. Bir gün tüccar hacca gitmeye karar vermiş. Fakat kızına bakacak kimsesi yokmuş.Akçiçek “Babacığım, sen merak etme. Eve bir senelik yiyecek koy, kapıyı da üzerimize taşla ördür. Sen gelinceye kadar ben dadımla evde kalırım” demiş.Adam çaresiz kabul edip hacca gitmiş
Kendini Beğenmişlik5 Aralık, PazartesiDün Votini ile Rivoli Caddesi’nde gezmeye gittik. Dora Grossa Sokağı’ndan geçerken Stardi’ye rastladık. Kendisini gördüğümüzün farkında değildi. Bir kitapçı vitrinine o kadar dalmıştı ki; yanından geçsek yine göremezdi. Gözlerini kapağı açık duran renkli atlastan ayıramıyordu. Kimbilir, belki de ona sahip o
Bir dolar seksen yedi sent. Hepsi buydu. Üç kez hesapladı: bir dolar seksen yedi sent. Ertesi gün Noel’di. Yapacak bir şey yoktu. Oturdu ve küçük bir bebek gibi ağlamaya başladı.Della kocasıyla beraber tek odalı bir evde oturuyordu. Kapının girişinde, içinde hiçbir zaman mektup olmayan bir posta kutusu ve pek sık kullanılmayan bir elektrik düğmesi vardı. Dilligha