Sarıyer’in içerlerinde bir evdi… Bulana kadar epey aradım, yoruldum. Köşk büyük bir bahçe içindeydi. Yalçın çocukluk arkadaşımdır. Hikaye / Öykü— Çok güzel bir köşkünüz var, dedim.— Güher Teyzemin köşkü… dedi.Yalçın’ın kitaplarını görmek için gitmiştim. Beni büyük, kitaplarla dolu bir odaya aldı.Yalçın,— Çaylarımızı burada içelim, dedi.Ben kalın ciltl
Sait Faik Abasıyanık “Diş Ve Diş Ağrısı Nedir Bilmeyen Adam” hikayesinden…..Doğuştan gözleri görmeyenler olur. Doğuştan sağır ve dilsizler olur. Doğuştan ayaksızlar, kulaksızlar da belki görülmüştür. Doğuştan dişsiz adam olur mu? Olmaz olur mu? “Hepimiz dişsiz doğduk. Dişlerimiz sonradan çıkmıştır” diyeceksiniz. “Öyle ise, “doğduğu gibi dişsiz k
Almanya’da yaşarken bir dost ziyaretine gitmiştik. Eve dönerken yolda kenarda bir kaza olmuştu. Kazaya doğru bakarken dörtyol ağzında kırmızı ışıkta geçtiğimi fark ettim. Kesin beni yakalamışlardır dedim, ama yapabilecek bir şey yoktu. Yola devam ettim. Olayın üzerinden bir hafta kadar sonra eve bir mektup geldi, beni karakola çağırıyorlardı. Gidince beni bir oda
Bir zamanlar İskoçya’da yoksul mu yoksul Fleming adında bir çiftçi yaşıyordu. Bu çiftçi bir gün tarlada çalışırken kulağına bir çığlık sesi geldi. Hemen sesin geldiği yöne doğru koştu. Bir de ne görsün! Küçük bir çocuk bataklığın içinde beline kadar batmıştı. Çocuk, kurtulmak için çırpınıyor çırpındıkça dibe batıyor, bir yandan da sesini duyurabilmek için tüm güc
Vaktiyle Bağdat’ta kıtlık olur. Açlıktan mecalsiz kalan bir fakir, içeriden ekmek kokusu gelen bir evin kapısını çalar:“Günlerdir ağzıma bir lokma girmedi. Allah rızası için bir ekmek verin” diye adeta yalvarır. Fakirin bu yalvarışına dayanamayan kadın, kızına “Al şu ekmeği, kapıdaki fakire veriver” der.Kızcağız, tandırdan yeni çıkan ekmeği fakir gence verir. Fak