(Sabrı tükenip, o zamana kadar söylemediğini söyleyivermek anlamında bir deyim.)Eski zamanlarda çok küfürbaz bir adam varmış. Memleketin müftüsü bu adamı çağırıp sık sık nasihat edermiş.Küfür edeceği sırada aklına gelip, vazgeçmesi için de ağzında bir bakla tanesi tutmasını önermiş.Bir gün yine müftü efendi bu adama nasihat ederken, münasebetsizin biri içeri girm
Vaktiyle köyün birinde ahalinin tarlaları ve meyve sebze bahçelerini suladığı bir su kaynağı varmış. Bu kaynak köyün ortak malıymış. Civarda başkaca su kaynağı olmadığından bütün köylü arazisini bu kaynaktan nöbetleşe sıra ile sularmış. Kimin ne vakit, ne kadar su kullanacağı belliymiş ve herkes kendi sırasını takip eder, komşularının hakkına da saygı gösterirmiş
Bir kış, neredeyse adam boyu kar yağmış. Aylarca bir toplu iğne başı kadar bile toprak görünmemiş. İnsanlar burunlarını dahi dışarıya çıkaramamış. Hazıra dağ dayanmaz hesabı, halkın yiyeceği de tükenmeye başlamış. İnsanlar lokmalarını sayar hâle gelmişler. Kıtlık sadece insanları değil hayvanları da vurmuş; bir deri bir kemik kalmışlar.Hoca’nın emektar eşeği de k
Bir zamanlar Şenn adında çok zeki ve bilgili bir adam yaşamaktaydı.Bu adam bir gün kendisi gibi bilgin ve akıllı bir kız bulup evlenmek için atına atlayıp yola çıktı.Yolda bir adama rasladı. Adam köyüne gidiyordu.Şenn de adama katılıp birlikte yolculuk etmeye başladılar. Şenn adama sordu:– Ben mi seni yükleneyim, yoksa sen mi beni yüklenirsin?Adam:– B
Zamanında çok küfürbaz bir adam yaşarmış. Sonunda kendine yakıştırılan küfürbazlık ününe dayanamaz duruma gelmiş. Soluğu bir bilgenin yanında almış, ondan akıl danışmış. Her kızdığım konu karşısında küfretmek huyumdan kurtulmak istiyorum demiş. Adamın içtenliğini görünce bilge ona yardımcı olmaya karar vermiş. Bakkaldan bir avuç bakla tanesi getirtmiş ve bunları