Bundan uzun uzun yıllar önce bir beldede Allah dostu bir zat yaşarmış. Bu zatı herkes çok sever ve sayarmış. Yaşı da oldukça fazla olan bu zatın Cami’den eve evden Cami’ye öyle bir yaşamı varmış. Bir de beslediği ve çok sevdiği üç tane koyunu varmış.Mahallede yaşayan birde ayyaş bir adam varmış. Bu adam içki içermiş, kimsede buna korkusundan bişey di
Büyük kavgaların yarısını, lüzumsuz kırgınlıkların tamamını, başıbozuk yorumların üçte ikisini, kalp kıran atışmaların tamamına yakınını, mutsuz evliliklerin pek çoğunu; hülasa anlaşmazlık noktalarımızın neredeyse hepsini tek kalemde, hem de tebessümle halletmenin çok basit ve güzel bir yolundan haber vereyim mi size?İnsaf ve halden anlamak!Meseleleri ve insanlar
VAKTİYLE AZERBAYCAN’IN Gence şehrine zalim ve ahlâksız bir şehzade hükmediyordu. Bir gün sarhoş olmuş, kafası tütsülü, elinde kocaman bir kadeh, şarkı söyleyerek mescide girdi.O sırada mescidin bir köşesinde, sözü sohbeti tatlı, temiz kalpli bir âlim, çevresinde toplanan cemaate vaaz etmekle meşguldü.İnsana böyle olmak yaraşır. İnsan ya âlim olmalı ya da âlimi di
Aç gözlü bir dilenci, mübarek bir zattan ısrarla para istedi. O zatın o gün için ona verecek herhangi bir şeyi yoktu. Kemeri de, cebi de bomboştu. Halbuki, eğer parası olsaydı, onun yüzüne altın saçacak kadar cömert biriydi.O çirkin huylu dilenci, o mübarek zattan bir şey koparamayınca, suratını asarak yanından uzaklaştı. Bir yandan da söyleniyordu. Çarşıya geldi
Nakledildiğine göre İbrahim bin Edhem Hazretleri, sızmış hâldeki bir sarhoşun pis kokulu ve bulaşık ağzını yıkamıştı. Bunu niçin yaptığını soranlara da;“–Eğer yüce Allâh’ın adını zikretmek (Allâh’ın kelâmını okumak için) için yaratılan dil ve ağzı bulaşık olarak bıraksaydım, (zikre) hürmetsizlik olurdu…” demişti.Adam ayıldığında ona;“Horasan zâhidi İbrahim bin Ed