Babam kaç gündür hasta yatıyordu, bilmiyorum. Kondumuzun bir odası vardı, mutfağımız banyomuz, oturma odamız, yatak odamız. Yerde yatardık. Babam duvarın yanında yatardı. Yine orada yatıyordu. Babamın yatması demek, eve hiç para girmiyor demekti. Zaten birikmiş paramızda yoktu. Evimizde bulgurumuz, mercimeğimiz, kuyruk yağımız vardı. Ama ekmek gerekliydi.Kalek
Bir zamanlar, bütün duygular bir adada yaşarmış. Mutluluk, Üzüntü, Sabır, Öfke, Korku, Kibir, Bilgelik, Sevgi… Her türlü duygu bu adada olduğu için de, adaya “Duygu Adası” deniliyormuş.Ada sakini duygular, günün birinde, tespit edemedikleri bir yerden, adanın birkaç gün içinde batacağı yönünde ısrarlı anonslar duymuşlar. İlk anda bunun bir şaka
Yaydan Çıkan Ok Gibi Hikayesi, dedikodu yapmanın ne kadar yanlış olduğunu örnekleyerek anlatan, ders almamızı sağlayan güzel bir hikayedir.Bir kadın komşularından birisi hakkında bir dedikoduyu yayıp duruyordu. Birkaç gün içinde bütün köy bu dedikoduyu duydu. Dedikodunun kurbanı derinden yaralandı ve incindi. Dedikoducu kadın daha sonra yaptığından pişman oldu ve
Haddini Bilmek Hikayesi, ders veren güzel bir hikayedir.Fare, bir devenin yularına yapışmış, onunla birlikte gidiyordu. Gidiyordu da, gurur ve kibri de kendisiyle birlikte gidiyordu. Deve, ömrü boyunca bu kadar kibirli, kendini beğenmiş ve üstün gören biriyle karşılaşmamıştı. Fare, kendi kendine:‘Ne büyük bir rehbermişim de haberim yokmuş. Deveyi yularından tutmu
Bir zamanlar, ailesi ve hiç kimsesi olmayan, genç ve yetim bir kızı anlatan, güzel bir hikaye vardır. Şimdi o hikayeyi sizlerle paylaşıyoruz.Günün birinde kendisini çok yalnız ve üzgün hisseden kız, çayırda gezmeye gitmişti. Biraz sonra dikenli bir çalıya kanatlarından yakalanan bir küçük kelebek gördü.Kelebek kurtulmaya çalıştıkça dikenler nazik bedenine daha ço