Öğretmen geldi; sınıfa girdi:– Günaydın! Dedi.Bütün sınıf karşılık verdi:– Günaydın Öğretmenim.Herkes yerine oturdu; Tombul Hamza homurdandı durdu… Meyve suyunu arıyordu, herkesi azarlıyordu…– Bilirsiniz benim huyumu, kim içti meyve suyumu?… Yakalarsam fena yaparım, meyve gibi suyunu sıkarım!…– Belki birisinin canı
Günün Birinde Kanuni Sultan Süleyman, maiyetiyle Halkalı civarında ava çıkar. Aniden başlayan şiddetli yağmur, padişah ve adamlarını karşılarına çıkan ilk eve sığınmak zorunda bırakır. Ev sahibinin yaktığı ateşin karşısında elbiselerini kurutup ısınan padişah, yanındakilere dönerek,“Şu ateş bin altın eder” der.Yağmurun dinmemesi üzerine padişah ve mai
Ateş Almaya mı Geldin Deyimi; Ziyaretini çok kısa tutan, gelir gelmez gitmeye kalkan kişiye söylenen, ‘çok çabuk gidiyorsun’ anlamında bir deyimdir.Eskiden kibrit yokmuş. Ateş sönünce, ateş küreği ile komşuya gidilir, bir parça ateş alınırmış.Ateş almak için komşuya geçen kadınlar, kürekteki ateş sönmesin diye oturup çene çalamazlar ve acele ederlermi
Bir zamanlar Şenn adında çok zeki ve bilgili bir adam yaşamaktaydı.Bu adam bir gün kendisi gibi bilgin ve akıllı bir kız bulup evlenmek için atına atlayıp yola çıktı.Yolda bir adama rasladı. Adam köyüne gidiyordu.Şenn de adama katılıp birlikte yolculuk etmeye başladılar. Şenn adama sordu:– Ben mi seni yükleneyim, yoksa sen mi beni yüklenirsin?Adam:– B
Deyim Hikayeleri: Türkçede bakla ile alâkalı iki deyim vardır. Her ikisinde de illiyet, kurutulmuş baklanın zor ıslanması ve zor yumuşamasıyla ilgilidir. Kurutulmuş baklanın ağza alındığında ıslanıp yumuşaması uzun bir süreyi ilzam eder. Sır saklama ve dilini tutma konusunda kendisine itimat edilemeyen kişiler için “Ağzında bakla ıslanmaz” deyiminin kullanılması