El El ile, Değirmen Yel İleKüçük bir dalga rüzgarın ve güneşin keyfini çıkara çıkara engin denizlerde mutlu bir şekilde dolaşıyormuş.Bir gün bir şeyi fark etmiş ve çok üzülmüş.Kendinden önce kıyıya ulaşan dalgaların yok olduğunu fark etmiş.Başka bir dalga onun üzüntüsünü duymuş ve ona demiş ki: – Üzülme, sen küçük bir dalga değilsin, sen kocaman bir deniz
Saman Altından Su YürütmekVaktiyle köyün birinde köylüler tarlalarını sulamak için ırmağın suyunu nöbetleşe kullanmak üzere anlaşmışlar.Irmak boyunda bulunan tarlalar açılan kanallar vasıtasıyla sıra ile sulanıyor, herkes kendi işiyle uğraşıyormuş.Köyün açıkgözlülerinden biri fazla su alabilmek için tarlasının tarafına ince bir kanal kazıp ırmaktan suyu çalmak is
“Ser Ver, Sır Verme”Hikaye ye göre, bundan yıllar yıllar önce Server Baba adında bir velinin yaşadığı zamanlarda devlet maliyesi çok sıkıntılı bir durumlara düşer. Padişah şöhretini duyduğu Server Baba adlı veliye haber gönderir. Kendisinden yardım ister. Veli de bir miktar iksir tozu gönderir, bakır eritilen kazanlara atılmasını söyler.Yalnız aynı k
Günün Birinde Kanuni Sultan Süleyman, maiyetiyle Halkalı civarında ava çıkar. Aniden başlayan şiddetli yağmur, padişah ve adamlarını karşılarına çıkan ilk eve sığınmak zorunda bırakır. Ev sahibinin yaktığı ateşin karşısında elbiselerini kurutup ısınan padişah, yanındakilere dönerek,“Şu ateş bin altın eder” der.Yağmurun dinmemesi üzerine padişah ve mai
(Eşek Sudan Gelinceye Kadar Dövmek: Adamakıllı dövmek anlamında kullanılan bir deyimdir.)Balkan Harbi sıralarında cephedeki bir askerî birlikte su ihtiyacını her bölüğün saka neferleri temin ederdi.O zamanlar, mekkare katırlarından başka adına karanfil kolu denilen, merkepli nakliye kolları da vardı. Her bölüğe de bir merkep tahsis edilmiş. Saka neferleri bu eşek