Okul müdürümüz, öğretmenler günü münasebetiyle bir konuşma yapmamı rica etti. Oldum olası bu tür konuşmalardan sıkılırım. Hele bunları yazıya dökmek, konuşmaktan daha ağır gelir bana. Verilen vazifenin mesuliyeti ile zihnimi yoklamaya, ilk öğretmenlik yıllarımı hayal etmeye başladım. Başımdan bir sürü hâdise geçmişti. Bunlardan hangileri arkadaşlarımızın daha çok
“Eceli Gelen Yaşamaz”Dini Hikaye: Erdebil Şehrinde demir pençeli, vurduğunu deviren, güçlü kuvvetli bir genç vardı. Yayını öyle kurardı ki, onları sapan demirinden bile geçirirdi. Bir gün onunla savaşmak üzere, şehre keçe pelerinli bir delikanlı geldi. O da bileğine güçlü, cengâver birisiydi. Kavgadaki ustalığı gözlerinden okunuyordu. Fakat, yanında y
Büyük Ayı ve Minik FareEski zamanlarda ormanın içinde iriliği ile ünlü bir ayı yaşarmış. Herkes ondan çok korkarmış. Ayının adına iriliği yüzünden Büyük Ayı derlermiş. Büyük Ayı koskocaman ininde yaşar, hiç dışarı çıkmazmış. Çıktığı zaman da tüm hayvanlar ondan saklanırlarmış. Büyük Ayı bazen güçlü olduğu için seviniyormuş. Ama bazen de bu kadar yalnız olduğu içi
Bir zamanlar, Hintli bir din adamı tozlu bir yolda yürürken yerde parlayan bir taş gördü. Eğilip onu yerden aldı. Aydınlık bir yerde taşı incelediğinde parıltısına hayran kaldı. Bu taşın ne işe yaradığını bilmiyordu. Onu cebine koydu ve yoluna devam etti. Gide gide yolun kenarındaki bir zahire tüccarının dükkanına geldi. Karnı çok acıkmıştı. Cebindeki kırmızı taş
Bir varmış, bir yokmuş evvel zaman içinde kalbur saman içinde develer tellal, pireler berber iken zamanın birinde küçük bir kasabada, yaşlı anasıyla beraber bir kel oğlancık yaşarmış. Kel olduğu içinde kasaba halkı ona Keloğlan dermiş. Bu Keloğlan, hem çok zeki, hemde çok uyanıkmış. HikayeKeloğlan hep kahraman olmak istermiş, haksızlıkla karşılaştığı zamanlarda k