“Aslı Varken Sûreti Kabul Edilmez”

Asıllar bir orijinalse, sûretler kopya mahiyetinde ve birer cansız semboldürler. Sûretten amaç; aslı yaşatmak veya ortaya çıkarmaktır. Günümüzde birebir aynı şeyi çoğaltmak mümkün iken, aynı zamanda bugünün sûreti de aslına daha uygun olabilmektedir. Atasözünün ortaya çıktığı dönemlerde aslı sûretinden mahiyet bakımından farklı olabilmektedir. O dönemlerde aslı çoğaltmak aynı zamanda orijinalden de uzaklaşmak anlamına gelebilmektedir. Bu atasözü; diğer alanlarda da az veya çok geçerliliği olan, söz konusu edilebilecek bir atasözüdür.
Herhangi bir nesnenin gerçeği varken, onun kopyası kabul edilemeyeceği gibi; bir işin ehli varken de onun yerine başka bir kişinin söyleyecekleri kabul edilemez.
Bu atasözü, bir nesnenin gerçeği ve bir konunun da ehlini örnek almak gerektiğini anlatmak için kullanılmaktadır.
Kemâl-i zerd aşağıdaki beytinde,
Gün yüzüñ varken güne baķmaz kemāl
Ŝubh-dem olmaz çerāğa ihtiyāc
(Kemâl-i zerd, G. 36-1/5, 96a, s.206)
“(Ey sevgili!) Nasıl ki sabah vakti muma ihtiyaç yoksa; Kemâl (de) senin gün gibi aydınlık yüzün varken güneşe bakmaz.” diyerek bu atasözüyle, sevgilinin parlak yüzü varken gündüz aydınlığının değeri olmadığını söylemek istemiştir. Dîvân şiirinde sevgilinin yüzü; gece vakti parlayan ay’a benzetilirken, gündüz ise kâinâtı aydınlatan güneş’e benzetilmektedir. Hatta güneşten daha parlak ve güzel kabul edilmektedir. Sevgilinin güzelliği, kendisine bakanın gözlerini kamaştıracak derecededir. Geceleyin dünyayı aydınlatmak ay’a düşerken, evlerde de insanlar aydınlatma aracı olarak mum yakmaktadırlar. Gündüz ise, güneş varken muma ihtiyaç yoktur. Gerçek olan şey, sûretine göre daha güvenilir ve ayrıca da daha geçerlidir. Çünkü sûreti, gerçeğine uymayacak şekilde değiştirilmiş olabilir. Beyitte güneş ışığı, çerağa göre daha kuvvetlidir ve çerağın ışığını bastırır. Sevgilinin güzelliği ise güneş’in hükmünü ortadan
kaldırmaktadır.
Şâirin asıl anlatmak istediği şudur; gün gibi aydınlık yüze sahip sevgili dururken, güneşe ve aya bakmak uygun değildir. Çünkü aslı varken sûreti kabul edilmez. Güneş ve ay parlaklığını, ışık kaynağı olan sevgiliden almışlardır ve âşıklar da bu nedenle ışığın kendisine yönelmişlerdir.
Atasözü,Atasözleri, Atasözü Hikayeleri, Atasözü Anlamları, Deyim, Deyimler, Deyim Hikayeleri, Deyim Açıklamaları, Deyimlerin Anlamı,
Kategoriler
- Atasözü ve Deyim Hikayeleri
- Başarı Hikayeleri
- Bilgelik Hikayeleri
- Aşk Hikayeleri
- Çocuk Hikayeleri
- Çocuk Klasikleri
- Dede Korkut Hikayeleri
- Dini Hikayeler
- Düşündüren Eğiten Hikayeler
- Duygusal Hikayeler
- Dehşet Hikayeleri
- Efsane Hikayeler
- Eğlenceli Hikayeler
- Guy de Maupassant Hikayeleri
- Halk Hikayeleri
- Genel Hikayeler
- İbretlik Hikayeler
- Kahramanlık Hikayeleri
- Çocuk Masalları
- Kısa Hikayeler
- Korku Hikayeleri
- Macera Hikayeleri
- Mesneviden Hikayeler
- Nasrettin Hoca'dan Seçmeler
- Okul Hikayeleri
- Ömer Seyfettin Hikayeleri
- Roman Özetleri
- Seçme Hikayeler