“Her Şey Allah’ın Rahmeti İledir”

Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem bir gün sahabelere şöyle anlatmıştır:
Az Önce Cebrail yanımdan ayrıldı ve bana şöyle dedi:
“Ya Muhammed, seni hak Peygamber olarak gönderen Allah’a yemin ederim ki, Allah’ın bir kulu vardı. Eni ile boyu otuzar dirsek olan ve dört tarafı, dört biner fersah genişliğinde bir denizin ortasında bütün bir adacığın tepesinde, beş yüz yıl boyunca Allah’a ibadet etti. Allah-u Zülcelal, orada kendisine, parmak kalınlığında tatlı su akıtan bir pınar ile her gün bir meyve veren bir nar ağacı bağışlamıştı.
“Akşam olunca, pınarın başına inip abdest aldıktan sonra, nar, ağacının o günkü meyvesini koparıp yiyor ve arkasından namaza duruyordu. İbadetleri sırasında, Allah’tan, secdedeyken ruhunu almasını, cesedinin ne toprak ve ne de başka bir şey tarafından bozulmamasını ve kıyamet günü, secdedeyken kendisini yeniden diriltmesini istedi.
“Allah-u Zülcelal de bu isteklerini kabul etti. Nitekim bizler, yere inip çıkarken yanına uğrar ve onun secde halinde olduğunu görürdük. Bize verilen bilgiye göre bu kul, kıyamet günü yeniden dirilerek Allah’ın huzuruna çıkınca Allah-u Zülcelal:
Ey kulum! Sana rahmetimle mi yoksa amelinle mi muamele edeyim, buyuracak ve bunun üzerine o kul:
Ya Rabbi! Amelimle bana muamele et, diyecektir. O zaman, Allah-u Zülcelal meleklerine:
O halde, bu kulumun amelleri ile kendisine verdiğim nimetleri mukayese ediniz, buyuracak ve meleklerin yapacağı hesap sonunda, beş yüz yıllık ibadetinin sadece gözünün nimetini karşılayabildiği ve vücudunun diğer nimetlerinin karşılıksız kaldığı görülecektir. Bunun üzerine Allah-u Zülcelal:
Kulumu cehenneme atın! Diye emir verecek ve bu emir gereği kul cehenneme doğru yola çıkarılacaktır.
Cehenneme götürülürken:
Ya Rabbi, beni rahmetin karşılığında cennete koy! Deyince, Allah-u Zülcelal meleklere:
Kulumu geri getirin, diye emir verecektir. Geri getirilecek olan kul, tekrar Allah’ın huzuruna çıkarılınca, Allah-u Zülcelal kendisine:
Ya kulum, seni yoktan var eden kimdir? Diye soracak, kul da, Sen, Ya Rabbi! Diyecektir. Allah-u Zülcelal ona: Seni yaratmam kendi amelinin mi, yoksa benim rahmetimin mi karşılığıdır? Diye soracak, kul da: Tabii ki senin rahmetinin karşılığında olmuştur, diyecektir. Allah-u Zülcelal:
Ya kulum, beş yüz yıl boyunca ibadet etmeni sağlayan gücü sana veren kimdir? Diye soracak, kul da:
Sen, ya Rabbi! Diyecektir. Allah-u Zülcelal:
Seni dağın tepesinde, yeşillikler arasına kim kondurmuş, kim sana tuzlu sudan tatlı su bağışlamış ve kim her gece sana bir nar meyvesi sağlamıştır? Ruhunu, secdedeyken almamı istemen üzerine, bu arzunu yerine getirdim. Bütün bunları yapan kimdir? Diye buyurunca kul:
Sen, ya Rabbi! Diye cevap verecektir. Allah-u Zülcelal ona:
Bütün bunlar, rahmetimin eseri olduğu gibi, şimdi de yine rahmetimle seni cennete koyacağım, buyuracaktır. Zaten her şey Allah’ın rahmetiyledir. (Hakim, Beyhaki)
Kategoriler
- Atasözü ve Deyim Hikayeleri
- Başarı Hikayeleri
- Bilgelik Hikayeleri
- Aşk Hikayeleri
- Çocuk Hikayeleri
- Çocuk Klasikleri
- Dede Korkut Hikayeleri
- Dini Hikayeler
- Düşündüren Eğiten Hikayeler
- Duygusal Hikayeler
- Dehşet Hikayeleri
- Efsane Hikayeler
- Eğlenceli Hikayeler
- Guy de Maupassant Hikayeleri
- Halk Hikayeleri
- Genel Hikayeler
- İbretlik Hikayeler
- Kahramanlık Hikayeleri
- Çocuk Masalları
- Kısa Hikayeler
- Korku Hikayeleri
- Macera Hikayeleri
- Mesneviden Hikayeler
- Nasrettin Hoca'dan Seçmeler
- Okul Hikayeleri
- Ömer Seyfettin Hikayeleri
- Roman Özetleri
- Seçme Hikayeler