– Karanlıktaki Fil

Halkı hiç fil görmeyen bir şehir vardı. Günün birinde Hindistan’dan bir fil getirdiler, karanlık bir yere koydular. Halkı seyre davet ettiler. Halk, karanlıkta fili göremiyordu. Çaresiz kaldılar, elleriyle dokunup yokladılar. Birinin eli filin hortumuna dokundu. Dedi ki:
“Fil büyük bir hortumdur. “Bir diğeri eliyle filin kulağını tuttu. O da:
“Fil büyük bir yelpazedir,” dedi. Bir başkası filin bacağına dokundu. “Fil sütun gibi bir şeydir,” dedi. Bir başkasının eli filin sırtına denk geldi. “Fil yatak benzeri bir nesnedir,” dedi.
Onlar filin adını işittiklerinde filin tasavvurlarındaki şey olduğunu düşünüyorlardı. Anlayış ve tasavvurlarındaki fil farklıydı, bundan dolayı sözleri de farklı oluyordu. Eğer orada bir ışık olsaydı, onların sözlerindeki ihtilaf ortadan kalkardı. Dokunma ve benzeri hissi idrakler eksik ve kavrayıştan uzaktır. Her şeyi his ve akılla tanımak mümkün değildir.
Kategoriler
- Atasözü ve Deyim Hikayeleri
- Başarı Hikayeleri
- Bilgelik Hikayeleri
- Aşk Hikayeleri
- Çocuk Hikayeleri
- Çocuk Klasikleri
- Dede Korkut Hikayeleri
- Dini Hikayeler
- Düşündüren Eğiten Hikayeler
- Duygusal Hikayeler
- Dehşet Hikayeleri
- Efsane Hikayeler
- Eğlenceli Hikayeler
- Guy de Maupassant Hikayeleri
- Halk Hikayeleri
- Genel Hikayeler
- İbretlik Hikayeler
- Kahramanlık Hikayeleri
- Çocuk Masalları
- Kısa Hikayeler
- Korku Hikayeleri
- Macera Hikayeleri
- Mesneviden Hikayeler
- Nasrettin Hoca'dan Seçmeler
- Okul Hikayeleri
- Ömer Seyfettin Hikayeleri
- Roman Özetleri
- Seçme Hikayeler