Ş harfi ile başlayan deyimler

Rate This Thread:
Results 1 to 1 of 1

Thread: Ş harfi ile başlayan deyimler

  1. Go to Thank YouDownload #1
    Go to Thank You
    Kıdemli Üye İnfo's Avatar

    Info

    Go to Top of Post

    Deyim Ş harfi ile başlayan deyimler

    Ş harfi ile başlayan deyimler

    Ş harfi ile başlayan deyimler ve deyimlerin anlamları, örnek cümleler hakkında sizlere kısa bilgiler vereceğiz.

    Ş harfi ile başlayan deyimler

    Şafak atmak (birinde) : Birden, İçinde bulunduğu durumun güçlügü-n ü kavrayı p korkm ak

    Şafak sökmek ; Sabaha karşı, gece karanlığı yok olup ortalık aydınlan maya başlamak

    Şaha kalkmak : -1. At huysuzları/p azgınlaşınca on ayaklarını yerden keserek arka ayaklar üzerinde kısa bir süre durmak. -2. Özgürlük uğruna ya da haksızlığa karşı yiğitçe başkaldırmak.

    Şahadet getirmek: “Allah’tan başka tapacak olmadığına ve Muham met’in onun kulu ve peygamberi olduğuna tanıklık ederim.” anlamın daki “kelimeişahadef denen Arapça cümleyi söylemek.

    Şahken şahbaz olmak: Çirkinliğinden ya da içinde bulunduğu kötü durumdan kurtulmak isterken daha kötü duruma düşmek.

    Şahsiyata dökmek (bir işi) : Üzerinde durulması gereken asıl konu dan ayrılıp kişilerin olumsuzluklarını sergilemek.

    Şaka götürmemek : -1. Bir şakadan hoşlanmamak. -2. Bir iş savsakla maya, dikkatsizliğe gelmemek.

    Şaka iken kaka olmak: Yapılan şaka giderek ciddileşip kına hareket lere dönüşmek

    Şaka kaldırmak: Yapılan şakalara katlanmak.

    Şaka maka derken; Sıkıntı duymadan, farkına varmadan.

    Şakası yok (birinin) (bir durumun): -1, Bağışlamaz bir kişiliği olan, hatır gönül dinlemeyen kimse için söylenir. -2. önlem alınmazsa teh likeli olacak bir iş için söylenir. Şakaya almak (bir şeyi) : Gerçek olarak söylenen sözü ya da yapılan

    davranışı şaka olarak yorumlamak.

    Şakaya gelmemek: -1. Şakaya katlanamamak. -2. Bir iş dikkat edil mezse tehlikeli, olumsuz sonuç vermek.

    Şamar oğlanı; Bütün can sıkıcı olayların nedeni sayılan, herkesin her

    fırsatta suçlu görüp azarladığı (kimse).

    Şanlı şöhretli: Gösterişli ve etkileyici. Şan olmak : Herkesçe duyulmak.

    Şansa kalmak : Bir şeyin gerçekleşmesi için çok az umut olmak. Şans eseri: Şansın yardımıyla.

    Şansı açık: Şansı yerinde olan, şanslı; bahtı açık, kısmeti açık, talihi açık.

    Şansı dönmek : Şansı iyiyken kötüye ya da kötüyken iyiye gitmek.

    Şansına küsmek : İşleri ters gittiği için karamsar olmak; bahtına küs mek, talihine küsmek.

    Şansı yaver gitmek: Şansı yardım etmek, şanslı olmak.

    Şan vermek : Ün salmak

    Şapa oturmak : Umduğunu bulamayıp güç duruma düşmek

    Şapka çıkarmak (bir şeye): O şeyin üstünlüğünü kabul edip saygı duymak.

    Şarj etmek : Anlamaya, kavramaya başlamak.

    Şart koşmak (bir şey, şeyi) : Onu şart olarak öne sürmek.

    Şart olsun: “Şöyle yapmazsam ya da şöyle değilse karım boş düş sün” anlamında da yemin sözü.

    Şart şurt tanımamak : Kendini hiçbir şarta bağlı saymamak.

    Şeddeli eşek : Çok yeteneksiz ve kaba (kimse).

    Şehit düşmek : Savaşta düşman tarafından vurulup ölmek.

    Şeref sözü : bk. Namus sözü.

    Şeref vermek (birine) (bir yere) : -1. Kendisiyle ovünülmeye hak ka zandırmak. -2. Bir yere özel bir lütuf olarak gelmek, gitmek

    Şeşi beş görmek : Yanlış görmek, görüşünde yanılmak.

    Şeyhin kerameti kendinden menkul: Sözleriyle büyük işler yaptığını anlatarak saygınlık kazanmaya çalışan insanlara İnanıImadığını anla tır.

    Şeytana külahı (pabucu) ters giydirmek: Çok kurnaz ve becerikli ol mak.

    Şeytana uymak: Uygunsuz bir iş yapma isteğine kapılmak, kötü bir iş yapmak.

    Şeytan diyor ki: “İçimden şu kötülüğü yapmak geçiyor.” anlamında. ‘Şeytan dürtmek: Durup dururken, birdenbire yersiz ya da kötü bir

    şey yapmak.

    Şeytan görsün yüzünü : “Artık onu sevmiyor ve onunla hiç karşılaş mak istemiyorum.’ anlamında.

    Şeytanın bacağını (ayağını) kırmak: Uzun süredir isteyip de yapama dığını yapabilmek, dileğini gerçekleştirmek

    Şeytanın kıç (art) bacağı (ayağı): Çok yaramaz, zeki, kurnaz (çocuk).

    Şeytan kulağına kurşun : “Bu konuda, işte şimdiye değin hiçbir kötü lükle karşılaşmadım, umarım şeytan bu durumu bilmez ve işimi boz maz.* anlamında.

    Şöyle bir : Üstünde durmaksızın, gelişigüzel, üstünkörü




  2. The Following User Says Thank You to İnfo For This Useful Post:

Thread Information

Users Browsing this Thread

There are currently 1 users browsing this thread. (0 members and 1 guests)

Posting Permissions

  • You may not post new threads
  • You may not post replies
  • You may not post attachments
  • You may not edit your posts
  •