Bir varmış bir yokmuş, masal bu ya, zamanın birinde çok sevimli bir ülke varmış. Bu ülkenin halkının çoğu mutlu ve güleryüzlü insanlarmış. Çoğu zaman birbirleri ile şakalaşırlar, kahkahalarla gülermişler. Bu neşeli insanların sokaklarda, caddelerde yürümeleri bambaşka bir güzellik sergiliyormuş. Sokaklarda kadınlı, erkekli uyum içinde yürürmüşler. Erkeklerin etra
Akşemseddin Hazretleri Haleb’e gittiği zaman bir rüya görür. Rüyasında boynuna bir zincir takmışlar zorla Ankara’da Hacı Bayram Hazretlerinin eşiğine bırakmaktalar. Boynundaki zincirin ucu da Hacı Bayram Hazretlerinin elindedir.Bunun üzerine Akşemseddin Ankara’ya gelir. Bakar ki müritler tarladadır. Burçak topluyorlar. Yanlarına varır. Fakat H
Giresun’un Espiye ilçesine bağlı Yağlıdere bucağının hemen yakınında, kemer taşından yapılmış bir köprü vardır. Çevre halkı tarafından “Ağa Köprüsü,” bazen de “Ağanın Köprüsü” olarak adlandırılan bu köprünün yapımında bir harç çeşidi olan horasanın kullanıldığı söylenir. Hatta içlerinden bazıları yapım esnasında yumurta akının da kul
Erzurum – İran transit yolunda seyredenler çok çeşitli tabiî manzaralarla karşı karşıya kalırlar. Aras Nehri’nin geniş yatağını takip ettikçe her an değişen manzara, insanı, Doğu’ya değil de Batı’ya gidiyormuş gibi büyüler. Bu tabiî güzelliklerin dışında yol boyunca çeşitli tarihî kalıntılar da dikkatimizi çeker. Bunlardan başka bir de, bugün altı göz
Giresun’un Görele ilçesine eskiden Elevi denirmiş, Anlatıldığına göre «Elin evi”nden bozma imiş. Elin evi, zamanla Elevi şeklini almış. Bugün bile Görelilere «Elevi» diye, şaka yollu taktlırlarmış.Efsanenin hikayesine gelince, vaktiyle Görele’nin denize yakın mahallelerinden birinde, bir burunda, zenginlerden birinin çok güzel bir köşkü varmış. Bu köşkün