Bir varmış, bir yokmuş. Zamanın birinde büyük bir dağda bir alageyik yaşarmış, çevredeki avcılar hep onu yakalamak isterlermiş.Günlerden bir gün, avcılar yine alageyiğin peşine düşmüşler. Alageyik avcıların önünden bütün gücüyle kaçıyormuş. Alageyik bir bağa dalmış, asmalardan birinin altına saklanmış.Avcılar görmeyip geçip gitmişler.Alageyik tehlike geçince doğr
Bir zamanlar bir Kral ile Kraliçe bir kız çocukları olunca bu mutlu günün şerefine bir ziyafet vermişler. Ziyafetten sonra Kral çevresindeki insanlara baba olmanın kendisini nasıl mutlu ettiğini anlatmış, zira yıllar yılı karısıyla birlikte hep bir çocuk sahibi olmayı beklemiş durmuş. Sonra bebeğin altını değiştirmeyi yeni öğrendiği sıralarda başına gelenleri anl
Zaman zaman içinde, kalbur saman içinde, devler top oynarken eski hamam içinde…Derken efendim, seyrek basandan sık dokuyana, bir taşla iki kuş vurandan her yumurtaya bir kulp takana kadar kim var, kim yok; kimi aç, kimi tok; geldi, toplandı. Toplandı ya, hepsi de başını kaldırıp kaşını yaktı, derken her kafadan bir ses çıktı; başladı her biri bir maval okum
Çalıların içinde bir ördek kuluçkaya oturmuş yumurtalarını bekliyormuş. Uzun süredir tek başına oturmaktan sıkıldığı için yumurtaları çatlar çatlamaz sevinçle vaklayarak üzerlerinden kalkmış. “Artık çiftliğe dönüp oradakilere yeni ailemi gösterebilirim!” diye düşünmüş. Hepsi tam mı diye, cik cik öten yavrularını saymaya başlamış. “Yo, olamaz!” demiş.Yumurtalardan
Bir zamanlar yoksul ve dul bir kadın varmış. Oğlu çok tembel bir delikanlı olduğu için paraları yok denecek kadar azmış. Bir gün o kadar zor bir duruma düşmüşler ki, kadıncağız ellerinde kalan tek mal varlığını, Süt Beyazı isimli ineklerini satmaya karar vermiş. Oğluna ineği pazara götürüp satabileceği en iyi fiyata satmasını söylemiş. Delikanlı pazara giderken y