Üç beş kişi acıyor olabilir bana, ama bunu hiç sezdiğim yok. Küçük dükkanım beni tasalara boğuyor, bu tasalar alnımda ve şakaklarımda zonklamalara yol açıyor, ileride rahata kavuşacağım umudunu ise bende uyandırmıyorlar, çünkü dükkanım küçük. HikayeHer gün yapılacak işleri saatler öncesinden belirlemem, yardımcımın belleğini uyarak tutmam, içine düşülmesinden kor
Orman korucusu Artem’in yana kaymış, alçak kulübesinde duvara asılı, isten kararmış, kocaman kutsal tasvirin altında iki kişi oturmaktaydı. Bunlardan biri kısa boylu, buruşuk yüzlü, sakalı boynundaki sık kıllarla başlayan, sıska mı sıska bir ihtiyar olan Artem; İkincisi ise kırmızı bir gömlek ile iri balçık çizmeleri giyen, genç, çam yarması gibi bir avcıyd
Kış, beyaz ağaçlar yaratır topraktan; bazı insanlarda umutsuzluk yaratır, ama bir sevgi iliştirir bu umutsuzluğa, dünyanın en garip çiçeğini yaratır.Annesi babası ölmüştü kızın, başında bir kukuletası sırtında yırtık bir elbisesi ve tüyleri yağmur yemiş bir paltosu vardı. Böyle bir kızın cebinde olsa olsa bir dilim ekmeği olur ancak, avucunda sıkı sıkı tuttuğu bi
Bir terzinin bir oğlu varmış. Bu çocuk o kadar küçük kalmış ki, boyu bir başparmaktan fazla uzamamış. Bunun için ona “Parmak Çocuk” derlermiş. Ama çocuğun cesareti pek fazlaymış. Bir gün babasına demiş ki:Babacığım, ne olursa olsun ben uzaklara gideceğim! Babası:– Pekâlâ oğlum, demiş. Uzun bir iğne almış, lambaya tutarak ucuna balmumundan bir to