Evvel zaman içinde bir ormanın kenarında küçük bir köy varmış. Bu köyün erkekleri ormanda odun keser, sonra kestikleri odunları satarak geçimlerini sağlarlarmış. Bu odunculardan birisi köyün en dürüst oduncusuymuş. Hiç yalan söylemez, kendi kazandığından başkasında gözü olmazmış.Bir gün, bu dürüst oduncu odun kesmeye ormana gitmiş. Baltasını bir ağacın dibine bır
Evvel zaman içinde bir prenses varmış. Bu prensesin en sevdiği oyun, altın topuyla sarayın bahçesinde oynamakmış. Bir gün yine altın topunu alarak bahçeye çıkmış. Altın topu “hop hop” diye atıp tutarak oynamaya başlamış. Prenses sarayın bahçesinde bulunan küçük bir gölün kıyısına varmış. Burada oturarak altın topuyla oynamaya devam etmiş. İşte tam bu sırada havay
Bir zamanlar bir tüccar varmış; öyle zengin, öyle zenginmiş ki, istese bütün caddeleri, sokakları gümüş paralarla kaplatabilirmiş. Ama böyle bir şey yapmamış tabii; parasını nerede kullanacağını gayet iyi bilirmiş çünkü.Cebinden bir kuruş çıkarsa, mutlaka iki kuruş kazanırmış karşılığında. Evet, bu adam akıllı bir tüccarmış, ama herkes gibi o da ölmüş sonunda. Bü
Bir varmış bir yokmuş. Evvel zaman içinde bir kral ve kraliçe varmış. Bunların çok iyi kalpli birde kızları varmış. Bu ülkede herkes mutluluk içinde yaşarmış. Sarayın yakınlarında ise kötü kalpli bir cadı yaşar, mutlu insanlardan nefret edermiş. Kral ve ailesinin de mutlu olması cadıyı çıldırtırmış. Cadı sonunda bu mutluluğu bozmaya karar vermiş. Bunun için fırsa
Kalbini Kuşlara Veren Çocuk‘’Tanrı kuşları sevdi ağaçları yarattıİnsan kuşları sevdi kafesleri yarattı’’Jacgues DevalMasal Oku: Bir varmış bir yokmuş, adı sanı bilinen zamanın birinde, dağlardan kopup gelen çağlayanların arasında şirin mi şirin küçük bir köy varmış. Her bahar geldiğinde bir başka güzel olurmuş buralar. Doğaya binbir canlılık gelir, bir başka güze